OBELYA 12.09.2025
Yakup CEYLAN
Köşe Yazarı
Yakup CEYLAN
 

İKTİDARIN MİLLİ EĞİTİM POLİTİKALARI

"Kalp ağlamazsa göz ağlamaz." İnsan bir an önce kargaşasını kendine anlam veren bir düzene çeviremezse, yıldız doğurtmazsa karanlığında yok olacaktır. Yok olmamak için insanların iyi bir eğitime ihtiyacı vardır. Eğitim bileşenler bütünüdür. Devlet ve kurumları, aile, çevre, işverenler, öğretmenler, arkadaşlar, yaşanan koşullar bileşendir. Kimilerine göre eğitim “sisteme köle yetiştirme sanatı” Aslında eğitim mutluluk kaynağı olmalıdır. İnsanın kendi kendine yetme, sorunlarını çözme yaşam kalitesini yükseltme, sosyal yaşamda, sporda, sanatta, el becerilerinde yetenekler keşfetmektir. Eğitim tüm bireyler için anayasal bir zorunluluk, sadece devlete bırakılmayacak çok önemli meseledir. Paydaşların ilgisi ve desteği gerekir. Onun için eğitimi yönetenlerin başına (MEB - YÖK - ÖSYM diğer kurumlar) eğitimden anlayan değerli kişilerin getirilmesi gerekir. TBMM kurulan Eğitim – Kültür – Spor ve Öğretim Politikaları kurullarında eğitimin duayenleri yer almalıdır. Ama nedense AKP hükümetlerinde eğitimden anlamayan bakanlar, hepsi hedeflerde, programlarda değişiklik yapmış. Okul öncesi zorunlu eğitimden, tam gün eğitime, ücretli ve sözleşmeli öğretmenliğe son verme, sınav ve diploma odaklı eğitimden vazgeçip mesleki eğitime ağırlık verme, istihdama geçme, dershaneleri kapatma, öğrencilere yetecek kadar yurt yapma, üniversitelere akademik bilimsel özerkliği sağlama, kaliteyi, hesap verebilirlik, yenilikçilik, beslenme bursları kitapların içeriği gibi konular hep açıkta kaldı. Üniversitelerde kalite dibe vurdu. 2026-2027 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILINDA HER ŞEY YENİDEN SİL BAŞTAN OLACAK Tek öğrencinin bile tercih etmediği bölümler, hastanesi olmayan tıp fakülteleri kapatılmadı. Öğrencilerin barınma, burs, staj, sosyal yaşamları düzeltilmedi, yabancı öğrenci kotalarına düzen getirilmedi. Sahte diploma üretimine dur denilmedi, diplomalı işsizliğe çözüm bulunmadı. İstihdam planlaması yapılmadı. Bilim üretilmedi. Ülke kalkınmasına üniversiteliler lokomotif olamadı. Okumuşların öğretmenlerin haliyle diplomanın itibarı kalmadı. En büyük israf eğitimde yapıldı. Öğrenciler çeşitli nedenlerden dolayı (barınma, beslenme, yoksulluk) öğrencilerin yarısı girdiği bölümlerden mezun olmadan ayrıldı. Öğrencilerin liselerde iyi yetişememesi sonucu puanlar sıfırlanmasına rağmen üniversitelerde boş kontenjanlar var. Üniversitelerin çoğunda prof, doçent, okutman açığı var. Sınav sektörüne 10 milyar dolar harcanmasına rağmen akademik başarısızlık devam ediyor. Yeterli öğretmen, hizmetli, güvenlik, sağlık personelini okullarımıza atayamadık. Üniversite mezunları kendi dallarında iş bulamadıkları için alakasız işlerde çalışıyor. Bu yanlışlara kim dur diyecek. Hele mülakat kaldırılacak sözü verilmesine rağmen kaldırılmadı. Atatürk “İlk ve orta öğretim mutlaka insan ve medeniyetin gerektirdiği, ilmi ve fenni versin ki çocuk okuldan çıktığı zaman aç kalmaya mahkum olmadığına emin olsun.” demesine rağmen %80’i yoksul bırakıldı. Hepsi yanlış uygulamaların sonucudur. "OKUMAYI ÖĞRENMEK EN GÜÇ SANATTIR. ADEMİN HAYVANİYETİ YEMEKLE, İNSANİYETİ OKUMAKLA KAİMDİR."
Ekleme Tarihi: 28 Kasım 2025 -Cuma
Yakup CEYLAN

İKTİDARIN MİLLİ EĞİTİM POLİTİKALARI

"Kalp ağlamazsa göz ağlamaz."

İnsan bir an önce kargaşasını kendine anlam veren bir düzene çeviremezse, yıldız doğurtmazsa karanlığında yok olacaktır.

Yok olmamak için insanların iyi bir eğitime ihtiyacı vardır. Eğitim bileşenler bütünüdür. Devlet ve kurumları, aile, çevre, işverenler, öğretmenler, arkadaşlar, yaşanan koşullar bileşendir.

Kimilerine göre eğitim “sisteme köle yetiştirme sanatı” Aslında eğitim mutluluk kaynağı olmalıdır. İnsanın kendi kendine yetme, sorunlarını çözme yaşam kalitesini yükseltme, sosyal yaşamda, sporda, sanatta, el becerilerinde yetenekler keşfetmektir.

Eğitim tüm bireyler için anayasal bir zorunluluk, sadece devlete bırakılmayacak çok önemli meseledir. Paydaşların ilgisi ve desteği gerekir.

Onun için eğitimi yönetenlerin başına (MEB - YÖK - ÖSYM diğer kurumlar) eğitimden anlayan değerli kişilerin getirilmesi gerekir. TBMM kurulan Eğitim – Kültür – Spor ve Öğretim Politikaları kurullarında eğitimin duayenleri yer almalıdır.

Ama nedense AKP hükümetlerinde eğitimden anlamayan bakanlar, hepsi hedeflerde, programlarda değişiklik yapmış. Okul öncesi zorunlu eğitimden, tam gün eğitime, ücretli ve sözleşmeli öğretmenliğe son verme, sınav ve diploma odaklı eğitimden vazgeçip mesleki eğitime ağırlık verme, istihdama geçme, dershaneleri kapatma, öğrencilere yetecek kadar yurt yapma, üniversitelere akademik bilimsel özerkliği sağlama, kaliteyi, hesap verebilirlik, yenilikçilik, beslenme bursları kitapların içeriği gibi konular hep açıkta kaldı.

Üniversitelerde kalite dibe vurdu.

2026-2027 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILINDA HER ŞEY YENİDEN SİL BAŞTAN OLACAK

Tek öğrencinin bile tercih etmediği bölümler, hastanesi olmayan tıp fakülteleri kapatılmadı. Öğrencilerin barınma, burs, staj, sosyal yaşamları düzeltilmedi, yabancı öğrenci kotalarına düzen getirilmedi. Sahte diploma üretimine dur denilmedi, diplomalı işsizliğe çözüm bulunmadı. İstihdam planlaması yapılmadı. Bilim üretilmedi. Ülke kalkınmasına üniversiteliler lokomotif olamadı. Okumuşların öğretmenlerin haliyle diplomanın itibarı kalmadı. En büyük israf eğitimde yapıldı.

Öğrenciler çeşitli nedenlerden dolayı (barınma, beslenme, yoksulluk) öğrencilerin yarısı girdiği bölümlerden mezun olmadan ayrıldı. Öğrencilerin liselerde iyi yetişememesi sonucu puanlar sıfırlanmasına rağmen üniversitelerde boş kontenjanlar var. Üniversitelerin çoğunda prof, doçent, okutman açığı var. Sınav sektörüne 10 milyar dolar harcanmasına rağmen akademik başarısızlık devam ediyor.

Yeterli öğretmen, hizmetli, güvenlik, sağlık personelini okullarımıza atayamadık.

Üniversite mezunları kendi dallarında iş bulamadıkları için alakasız işlerde çalışıyor.

Bu yanlışlara kim dur diyecek. Hele mülakat kaldırılacak sözü verilmesine rağmen kaldırılmadı.

Atatürk “İlk ve orta öğretim mutlaka insan ve medeniyetin gerektirdiği, ilmi ve fenni versin ki çocuk okuldan çıktığı zaman aç kalmaya mahkum olmadığına emin olsun.” demesine rağmen %80’i yoksul bırakıldı. Hepsi yanlış uygulamaların sonucudur.

"OKUMAYI ÖĞRENMEK EN GÜÇ SANATTIR. ADEMİN HAYVANİYETİ YEMEKLE, İNSANİYETİ OKUMAKLA KAİMDİR."

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve vezirkopruozlem.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.