Kurtuluş Savaşı kazanıldıktan sonra 29 Ekim 1923’te Cumhuriyeti kuran Atatürk Askeri – Ekonomik- Sosyal ve Kültürel alanlarda yenilikler yapmıştır.
1 Kasım 1928 tarihinde çıkarılan 1353 sayılı kanunla Arap Alfabesi yerine Latin Alfabesini kabul ederek yeni harflerin öğretilmesi için seferberlik ilan edilmiştir.
24 Kasım 1928’de açılan Millet Mekteplerinde herkese yeni harflerle okuma-yazma öğretilmeye başlanır. Bu mekteplerin açılışı ile Ulu Önder Mustafa Kemal’e Başöğretmenlik unvanı verilir. Dünya’da başöğretmen unvanlı tek liderdir.
Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Osmanlı’nın yıkılış nedenlerinin farkındadır. Cumhuriyetin hedeflediği uygar insan projesinin yeni bir Eğitim Sistemi ile olacağının bilincindedir. “ Benim asıl kişiliğim öğretmenliğimdir; ben milletimin öğretmeniyim. Eğer Cumhur reisi olmasam Eğitim Bakanı olmak isterim.” derken kendisinin “ Eğitim Bilimci” olduğu bilinmektedir. Eğitim kurum ve programlarında reform çalışmalarını başlatan Maarif Kongresinde Türk öğretmen temsilcileri huzurunda “Milli, Laik, akılcı, gerçekçi ve tecrübesi ile kurtuluşun sadece savaş meydanlarında değil silahıyla olduğu gibi kafasıyla da mücadele mecburiyetinde olan milletimizin, birincisinde gösterdiği kudreti, ikincisinde de göstereceğine asla şüphem yoktur.” demiştir.
En önemli ve feyizli görevlerimiz milli eğitim işleridir. Milli Eğitim işlerinde mutlaka muzaffer olmak lazımdır. Bir Milletin gerçek kurtuluşu ancak bu surette olur.
Öğretmenlere her fırsattan yararlanarak halka koşmalı, halk ile beraber olmalı ve halk öğretmenin çocuğa yalnız alfabe okutur bir varlıktan ibaret olmayacağını anlamalıdır.
Atatürk’ün 100.doğum yıl dönümü 1981 yılında 24 Kasım Öğretmenler günü olarak kutlanması kararlaştırılmıştır.
Başöğretmenin emirleri doğrultusunda öğretmenler, yapıcı, yaratıcı, insan haklarına saygılı, çevresine güven ve inanç veren, insan sevgisi ile dolu olarak görevlerini yapmaktadır. “ Atatürk’e mebus maaşları ne kadar olsun ? diye sormuşlar, öğretmen maaşlarından fazla olmasın yanıtını vermiş.”
Şimdi öğretmenler her konuda itibarsızlaştırılmış, ekonomik olarak zayıflatılmıştır. Bir milyon öğretmen atama beklerken sözü verilen 20 bin öğretmen ataması yapılmamış, mülakat kaldırılmamıştır. Öğretmen meslek kanunu ile işler daha da zorlaştırılmış, eğitim-iş bu kanunu istememektedir. Okullara temizlik görevlisi, özel güvenlik verilmeyerek öğretmenlerin işleri daha da zora sokulmuştur.
Sorumlulukları büyük olan öğretmenler giyim, kuşam, davranış, bilgi yönünden topluma örnek olmalıdır. Öğretmenin sabrı , bilgeliği ve sevgisi öğrencilerin hayatında derin izler bırakır. Bu izler hayat boyu unutulmaz rehber olur.
“ Bir ulusun çağdaş ülkeler düzeyine erişebilmesi ; eğitim ve öğretimin kaliteli ve bilimsel yöntemlerle yürütülmesi ile ancak mümkün olabilir.”
Öğretmenlerimizin gününü kutluyorum.