Yakup CEYLAN
Köşe Yazarı
Yakup CEYLAN
 

VELİLERDEN MİLLİ EĞİTİM BAKANINA ÖNERİLER

  10 yıl üzerinde çalışarak hazırladığın “100. Yıl Maarif Modeli” ile ülkeyi geriye götüreceğine velilerimizi gözlemlesen, dinlesen bu kadar zahmete girmeyecektin. “Beni Cumhurbaşkanı atadı, onun politikalarını uygulayacağım.” diyerek siyaseti okullara sokmayacaktın. Atamızın adının geçmediği bir modelle atamızı unutturmak mı istiyorsun?  İyi bir eğitim sistemi, çocuklarda yurttaşlık bilinci, topluma katkı sağlayan bireyler yetiştirme, çevre duyarlılığını geliştirme ile başlar. Çocukların akademik, sosyal ve kişisel gelişimlerini sağlamak, mutlu, başarılı bireyler olmasını istiyorsak bakanın Yeni Maarif Modeli uygulamalarından vazgeçmesi gerekir. “ÜLKELER EĞİTİMLERİ KADAR VARDIR. UFUKLARI EĞİTİM DÜZEYLERİ KADAR GENİŞTİR.”  Veliler önceleri okullar kapanır kapanmaz çocuklarının kollarına ‘ALTIN BİR BİLEZİK’ takmak, meslek öğrenmelerini sağlamak için çırak olarak para pul istemeden, yalvararak berber, terzi, kasap, bakkal, sanayide tamirci, tüccar yanına bırakırlardı.  Çocuklar buralarda hayatı öğrenir, para kazanmanın zorluklarını görür, meslekler hakkında gerçekleri kavrar, halkla iletişim nasıl kurulur, misafir nasıl karşılanır, uğurlanır usullerini öğrenirdi. Okullarda öğrencilerin meslekleri tanımaları için sanayi  dükkanlarına, avukatlık bürolarına, hastanelere, belediyelere geziler düzenlenerek meslekleri tanımalarına yardımcı olunur. Yine bazen okullara emniyet müdürü, subay, çöpçü, itfaiyeci, diş hekimi vb. çağrılarak gerçekçi bir yaklaşımla mesleklerindeki tüm ayrıntıları anlattırarak yaşam hikayeleri hakkında bilgiler alınır. Mesleğe saygıyı, severek işini yapmayı, çocukların gelecekteki kariyer planlarına yardımcı olma hedeflenirdi. Esnafta çırak bulma sıkıntısından kurtulurdu. Kendim çocuğumu BAŞAK KOLEKTİF ŞİRKETİNE, bir hakim arkadaşım oğluna bir boyacı sandığı alarak ayakkabı boyacılığı, diğeri yavrusunu bir terzi yanına bıraktığını biliyorum. Bunlar YAPARAK-YAŞAYARAK-UYGULAYARAK İŞ İÇİNDE EĞİTİM VE KÖY ENSTİTÜLERİ programları ile yapılıyordu.  ŞİMDİLERDE NE YAPIYORUZ?  Çocukları daha 4-6 yaş aralığında iken kreşlerden, anaokullarından alarak Kur'an kurslarına, camilerde ezber eğitimine zorluyoruz. Fizik, kimya, biyoloji, matematik, tarih, felsefe derslerini azaltarak din bilgisi ders sayılarını artırıyoruz. Okullara mezar maketleri kurarak ağıt yaktırıyor.  Kabe maketi etrafında tavaf ettiriyor, camiler, mezarlıklar temizlettiriyoruz. Dini yönde mesleğini seçenlere saygımız sonsuz ama ilaca, otomobile, uçağa, rokete de ihtiyacımız var. Neden Sanayi kuruluşlarına eleman bulamıyoruz . Meslek okullarına önem vermezsen, tüm okulları İmam Hatip yapmaya kalkarsan ülkenin geleceği bu olur. Eğitim bireyin kendi tercihi olmalıdır. EĞİTİM: TERBİYE, YÖNLENDİRME (Bilimsel-İçtimai) YÖNLERİYLE BİREYLERİN HAYATTA GEREKLİ OLAN BİLGİ VE KABİLİYETLERİN SİSTEMATİK OLARAK VERİLMESİDİR. Eski Milli Savunma Bakanı’nın dediği gibi "Eğitimin amacı bir Allah korkusu, iki kuldan utanma.” değildir.  Sayın Milli Eğitim Bakanı velileri, öğretmenleri dinle, Köy Enstitülerini örnek al, bilimsel özgür eğitime önem ver ki ülke kalkınsın. İnsanlar mutlu yaşasın. “ KAPİTALİZMİN VE EMPERYALİZMİN ZORBALIK VE KIYIMINDAN KURTULMADIKÇA TÜM DÜNYA HALKLARI ERİNCE, EŞİTLİĞE, ÖZGÜRLÜĞE KARDEŞLİĞE ULAŞAMAZ.” Kemal Atatürk
Ekleme Tarihi: 20 Eylül 2024 - Cuma
Yakup CEYLAN

VELİLERDEN MİLLİ EĞİTİM BAKANINA ÖNERİLER

 

10 yıl üzerinde çalışarak hazırladığın “100. Yıl Maarif Modeli” ile ülkeyi geriye götüreceğine velilerimizi gözlemlesen, dinlesen bu kadar zahmete girmeyecektin. “Beni Cumhurbaşkanı atadı, onun politikalarını uygulayacağım.” diyerek siyaseti okullara sokmayacaktın.

Atamızın adının geçmediği bir modelle atamızı unutturmak mı istiyorsun?

 İyi bir eğitim sistemi, çocuklarda yurttaşlık bilinci, topluma katkı sağlayan bireyler yetiştirme, çevre duyarlılığını geliştirme ile başlar. Çocukların akademik, sosyal ve kişisel gelişimlerini sağlamak, mutlu, başarılı bireyler olmasını istiyorsak bakanın Yeni Maarif Modeli uygulamalarından vazgeçmesi gerekir.

“ÜLKELER EĞİTİMLERİ KADAR VARDIR. UFUKLARI EĞİTİM DÜZEYLERİ KADAR GENİŞTİR.”

 Veliler önceleri okullar kapanır kapanmaz çocuklarının kollarına ‘ALTIN BİR BİLEZİK’ takmak, meslek öğrenmelerini sağlamak için çırak olarak para pul istemeden, yalvararak berber, terzi, kasap, bakkal, sanayide tamirci, tüccar yanına bırakırlardı.

 Çocuklar buralarda hayatı öğrenir, para kazanmanın zorluklarını görür, meslekler hakkında gerçekleri kavrar, halkla iletişim nasıl kurulur, misafir nasıl karşılanır, uğurlanır usullerini öğrenirdi. Okullarda öğrencilerin meslekleri tanımaları için sanayi  dükkanlarına, avukatlık bürolarına, hastanelere, belediyelere geziler düzenlenerek meslekleri tanımalarına yardımcı olunur. Yine bazen okullara emniyet müdürü, subay, çöpçü, itfaiyeci, diş hekimi vb. çağrılarak gerçekçi bir yaklaşımla mesleklerindeki tüm ayrıntıları anlattırarak yaşam hikayeleri hakkında bilgiler alınır. Mesleğe saygıyı, severek işini yapmayı, çocukların gelecekteki kariyer planlarına yardımcı olma hedeflenirdi. Esnafta çırak bulma sıkıntısından kurtulurdu.

Kendim çocuğumu BAŞAK KOLEKTİF ŞİRKETİNE, bir hakim arkadaşım oğluna bir boyacı sandığı alarak ayakkabı boyacılığı, diğeri yavrusunu bir terzi yanına bıraktığını biliyorum. Bunlar YAPARAK-YAŞAYARAK-UYGULAYARAK İŞ İÇİNDE EĞİTİM VE KÖY ENSTİTÜLERİ programları ile yapılıyordu.

 ŞİMDİLERDE NE YAPIYORUZ?

 Çocukları daha 4-6 yaş aralığında iken kreşlerden, anaokullarından alarak Kur'an kurslarına, camilerde ezber eğitimine zorluyoruz. Fizik, kimya, biyoloji, matematik, tarih, felsefe derslerini azaltarak din bilgisi ders sayılarını artırıyoruz. Okullara mezar maketleri kurarak ağıt yaktırıyor.  Kabe maketi etrafında tavaf ettiriyor, camiler, mezarlıklar temizlettiriyoruz. Dini yönde mesleğini seçenlere saygımız sonsuz ama ilaca, otomobile, uçağa, rokete de ihtiyacımız var. Neden Sanayi kuruluşlarına eleman bulamıyoruz . Meslek okullarına önem vermezsen, tüm okulları İmam Hatip yapmaya kalkarsan ülkenin geleceği bu olur. Eğitim bireyin kendi tercihi olmalıdır.

EĞİTİM: TERBİYE, YÖNLENDİRME (Bilimsel-İçtimai) YÖNLERİYLE BİREYLERİN HAYATTA GEREKLİ OLAN BİLGİ VE KABİLİYETLERİN SİSTEMATİK OLARAK VERİLMESİDİR.

Eski Milli Savunma Bakanı’nın dediği gibi "Eğitimin amacı bir Allah korkusu, iki kuldan utanma.” değildir.

 Sayın Milli Eğitim Bakanı velileri, öğretmenleri dinle, Köy Enstitülerini örnek al, bilimsel özgür eğitime önem ver ki ülke kalkınsın. İnsanlar mutlu yaşasın.

“ KAPİTALİZMİN VE EMPERYALİZMİN ZORBALIK VE KIYIMINDAN KURTULMADIKÇA TÜM DÜNYA HALKLARI ERİNCE, EŞİTLİĞE, ÖZGÜRLÜĞE KARDEŞLİĞE ULAŞAMAZ.”

Kemal Atatürk

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve vezirkopruozlem.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.