Para hayatı kolaylaştırmak ve standardı yükseltmek için bir araçtır. Para bir hak ölçüsüdür.
İnsanlar eski çağlardan itibaren ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla önceleri TAKAS yöntemini daha sonra değerli madenleri ve kağıt parayı kullanmışlardır. M.Ö. 7. Yy. Lidyalılar parayı icat etti.
Hiçbir zaman para mutluluk getirmez. Ancak yeterli paraya sahip olmak hayatı kolaylaştırır.
“Paran varsa insanlar seni tanır, paran yoksa sen insanları tanırsın.” İnsanlar ‘şu ne kadar zengin, çok parası var’ derken, nereden bulduğunu da sorgular. Düne kadar ekmek alacak parası yokken bugün bu kadar zenginliğe nasıl ulaştı derler. “Kimisi gömü buldu, kimisi miras kaldı. Kimide kısa yoldan vole vurduğu gibi sözler söyler.”
“Zenginin parası züğürdün çenesini yorarmış” Yoksulluk içinde yaşayan kimselere zengin olanların servetlerinin dedikodusudur. Halbuki bunları konuşmak kişilere hiçbir faydası yoktur.
“Yeni çağda paranın gittikçe artan bir kuvvet oluşu, ahlak mukavemetinin gittikçe azalmasındandır."
Araban ile yolda gidiyorsun trafik çeviriyor, ehliyet - ruhsat derken içinde bir miktar para görüyor geç diyor veya “bir çorba parası bırak” iki taraf içinde ne kadar iğrenç bir şey değil mi?
Veya açılamayan kapıları para ile açtırmak, işini gördürmek insan ahlakını bozuyor mu?
Paranın satın alamayacağı sevgi, sağlık, mutluluk gibi konuları da aklımızdan çıkarmayalım.
İlk kağıt parayı M.S. 9. Yüzyılda Çinliler kullandı. Osmanlı 1840’ta kullanmaya başladı. KAİME adını verdi. Türkiye Cumhuriyet’in de 1927’de bastırıldı. 1937’den sonra Latin harfleri ile basıldı. Paranın değeri onu doğru amaçlar için kullanmaktan geçer. “Para her şeyi yapar diyen adam, para için her şeyi göze alan adamdır.”
“Paranla şeref kazanma, şerefinle para kazan ki paran bittiğinde şerefinde bitmesin.” Çalarak, çırparak, dini pazarlayarak, yetim hakkı yiyerek kazanılan para bir gün sende derin acılar bırakarak çıkar. Malın, paranın en iyisi haysiyeti korumak için harcanandır.
Hz. Muhammed “Öyle bir zaman gelecek ki; insanların bütün kaygısı midesi olacak” Şerefi, malı, kıblesi, kadını, dini para olacak.” O zaman geldi mi acaba yaşananlara baktığımızda bu söylenen sözleri yaşıyoruz.
Ülkemizdeki insanların çoğu asgari ücretle sadece midesini doyurmaya çalışırken, para için kadın satıcıları, afyon satıp üretenler, dini kullanarak çoğalan cemaat ve tarikatlar kullandıkları 4*4’ler, fabrikaları, okulları, siyaset içindeki yerleri hiç sorgulanmaz, “Bu değirmenin suyu nereden geliyor” denmez.
Din bilginleri “dünya menfaati için öğrenenlere, ilmini paraya değişenlere kıyamette ateşten gömlek giydirilir” derken bu din bezirganları kendileri için bir kurtuluş yolu mu buldular?
Para yazımızı bir şarkı sözü ile bitirelim “Gariptir, insanoğlu neler yaratmış/ yarattığı her bugün dünü aratmış/ Aklı ile her şeyin sırrını bulmuş/ kendi yarattığı putun kölesi olmuş/ Para, para, para/ Varlığı bir dert yokluğu yara” Rüçhan Çamay