M. Kemal Atatürk “öğretmeni; geçmişin öğreticisi, geleceğin kurucusu” olarak tanımlar.
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 43. Maddesi öğretmenlik mesleği “Devletin eğitim öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir.
ÖĞRETMENLİK ETİĞİ: Mesleğini uygularken öğrencilerin, toplum ve meslektaşları ile olan ilişkilerde yerine getirilmesi gereken sorumlulukları, uyulması gereken kurallar ve ilkeler bütünüdür.
MESLEK DEĞERLERİ: Doğruluk, dürüstlük, güvenilirlik, adil olmak, hoşgörülü olmak, kurallara saygılı, demokratik, yeniliklere açık olmasıdır.
NİTELİKLİ ÖĞRETMEN: Diğer arkadaşlarına göre farklı şeyler yapabilen ve sıra dışı sonuçları alabilen öğretmenlerdir. Çocukları seven, onları tanıyan, öğrencisine saygı duyan, ayrım yapmayan, adil davranan, öğreteceği konuları iyi bilen, derste disiplin sağlayan, dersin kaynatılmasına izin vermeyen, ders araç gerecini yerinde kullanan, teknolojik gelişmeleri izleyen, çocuklara sorulan soruların cevaplarını bulmasına yardım eden, yurdun her köşesinde görev yapan, derslerine iyi hazırlanan, sınavları yapan, okuyan, ödevleri değerlendiren, zümre toplantılarına katılan, bunları elektronik ortama aktarabilen, kendisini yenileyebilendir, öğretmen davranışlarıyla, sözüyle, kalemiyle cehalete karşı savaşır çünkü: cehalet nefreti, hiddeti, öfkeyi içinde barındırır. Bunun karşıtı iyi ahlaklı olgun kimse olmaktır, bilmektir, sevgidir, hoşgörüdür, sorumluluktur. Öğretmen okur, okuduğunu anlar ve anlatır.
1934 Millî Eğitim Bakanlığı tarafından basılmış “MUALLİMLERİN MESLEK AHLAKI” adlı kitapta “MUALLİMLER BİR SOY YARATICISIDIR” der.
Onun için ÖĞRETMEN bireyin hayatında bir kimlik inşası gerçekleştirirken aynı zamanda bireye ve aileye rehberlik etme görevini ve sorumluluğunu yüklenebilmektedir. Öğrencilerini şekillendirirken kendileri de şekillenirler.
Öğretmen hem mesleğini hem öğrencisini severken sosyal hayata önem verir, bilime sıkı sıkıya bağlanır, bilgisinin erişilebilir ve faydalı olması için zekice çalışır, koşullar ne olursa olsun bütün öğrencilerin başarılı olması için uğraşırken onlara beceri kazandırır, yeteneklerini ortaya çıkarır, sözleri ve hareketleri ile öğrencilerine rol model olurlar.
Giyim kuşamları, saç ve sakalları ile yönetmeliklere uyan, karşıdakiler türban taktı diye ben sakal bırakacağım, kravat takmayacağım, kot pantolonla okula gideceğim demez. Toplum içinde değerli yer bulmaya çalışır, örnek olur. Toplumun, eğitim hedefleri doğrultusunda evrensel ve kültürel mirasın iletilmesinde aracı olur.
13 Mart 1924 TBMM Orta Tedrisat Muallimleri Kanunu Öğretmenliği “Devletin Umumi hizmetlerinden TALİM ve TERBİYE vazifesini üzerine alan müstakil sınıf ve derecelerine ayrılan bir meslektir, diye tanımlar.
Eğitim sadece okula gidenlerle ilgili değildir. Ülkenin tüm kesimlerini ilgilendirir. Hayatta mutlu olması, iyi oy kullanması, millet ve vatanını sevmesine yardımcı olur.
Bir ülkede eğitime, bilime, öğretmene ne kadar değer veriliyorsa o ülke ilerler. Öğretmenin aldığı paraya, çalışma saatine, yaptığı tatile göre değerlendirip onu itibarsızlaştırmaya çalışmak kimseye yarar sağlamaz.
Bir ülkede öğretmen mutsuzsa, yoksulluk, haksızlık, eşitsizlik varsa toplumun mutlu olması beklenmemelidir. Geleceğin mimarlar, doktorları, sanatçıları vb. aynı sınıfta okutan hayat boyunca hatırlanan, hayatın değişmesinde öncü olan ÖĞRETMENLERİMİZİN 24 KASIM günlerini kutluyorum.