OBELYA 12.09.2025
Hanife AYGÜN Klinik Psikolog
Köşe Yazarı
Hanife AYGÜN Klinik Psikolog
 

Birlikte Kalmak Değil, Birlikte Büyümek: Çift Terapisine Bilimsel Bir Bakış

İlişkilerde sorunlar başladığında çoğu çiftin cümlesi benzerdir: “Artık konuşamıyoruz.”Oysa sorun konuşamamak değil, konuşmanın bir duvarla karşılık bulduğu döngüye sıkışmaktır. Bu döngü kırılmadıkça taraflar birbirini duymaktan çok kendini savunur. Çift terapisi, bir tarafı haklı çıkarmak için değil; bu döngüyü anlamak ve ilişkiyi yeniden tanımlamak için vardır. İlişkiler Neden Tıkanır? John Gottman’ın uzun süreli gözlemsel araştırmaları, çiftlerin ayrılık nedeninin “tartışma sıklığı” değil, çatışma biçimi olduğunu göstermektedir.Eleştiri, savunma, küçümseme ve duvar örme gibi iletişim kalıpları ilişkiyi zedeleyen temel dört unsurdur. Bu davranışlar sürdükçe, partnerler birbirini tehdit olarak algılar ve beyin düzeyinde “savaş ya da kaç” tepkisi ortaya çıkar.Bu noktadan sonra amaç artık anlamak değil, kendini korumaktır.Ve duygusal koruma, iletişimin en sessiz biçimi olan uzaklaşmayı doğurur. İlişki, duygusal olarak güvenli alanını yitirdiğinde, taraflardan biri sessizleşir, diğeri daha çok konuşur. Sessizleşen taraf geri çekilmek isterken, diğeri bağ kurmaya çalışır.Zamanla ilişki iki ayrı yalnızlığın birlikte yaşandığı bir forma dönüşür. İlişkinin Temel Dinamiği: Duygusal Güven Bağlanma kuramına göre, sağlıklı bir ilişkide taraflar birbirine karşı “duygusal güven” hisseder. Bu güven; eleştirilmeden dinlenmek, duyulduğunu hissetmek ve duygusal ihtiyaçların kabul görmesiyle gelişir.Bir ilişkide eleştirinin yerini merak, savunmanın yerini açıklık, sessizliğin yerini diyalog aldığında; bağlanma sistemi yeniden güvenli hâle gelir. Araştırmalar, güvenli bağlanma geliştiren bireylerin ilişkilerinde daha fazla empati, sabır ve çözüm odaklılık gösterdiğini ortaya koymaktadır (Mikulincer & Shaver, 2016).Dolayısıyla ilişkinin sağlığı, duyguların ifade edilme biçimiyle doğrudan bağlantılıdır. İlişkiyi Onarmanın Bilinçli Yolları 1.Sorunun değil, duygunun kaynağını fark edin.Çoğu tartışmanın altında ifade edilmemiş duygular vardır. “Yine geç kaldın” cümlesi çoğu zaman “önceliğim olmadığımı hissediyorum” anlamına gelir. 2.Duygusal regülasyonu sağlamadan konuşmayın.Duygular yoğunken yapılan konuşmalar çözüm değil savunma doğurur.Önce sakinleşin, sonra konuşun. Beyin, ancak sakin olduğunda empati kurabilir. 3.Suçlamadan paylaşın.“Sen hep böylesin” demek karşı tarafı savunmaya iter.“Böyle olduğunda kendimi değersiz hissediyorum” gibi “ben dili” kullanmak ilişkiyi yumuşatır. 4.İlişkinize bakım vermeyi unutmayın.İlişki, tıpkı bir organizma gibi ilgi, zaman ve özen ister.Her şey yolundayken bile “nasılız?” diye sormak, kopuşu önlemenin en güçlü yollarındandır.   5.Zorlandığınızda profesyonel destek almaktan çekinmeyin.Çift terapisi sadece kriz anlarında değil, ilişkiyi güçlendirmek ve farkındalığı artırmak için de etkili bir destektir. Çift terapisi, “ayrılmayın” çağrısı değil; ilişkinin yeniden anlam bulması için bir davettir.Çünkü bir ilişki, iki yetişkinin olduğu kadar, iki geçmişin, iki savunma biçiminin ve iki öğrenilmemiş duygunun da buluştuğu alandır. Birlikte kalmak bazen alışkanlıktır; birlikte büyümek ise bir seçim.Bu seçim, haklı çıkmayı değil; birbirini anlamayı tercih etmektir.Ve çoğu zaman onarımın ilk adımı, öyle büyük cümlelerle değil; yalnızca şu sessiz kabulde başlar:“Seni duymaya hazırım.”
Ekleme Tarihi: 14 Ekim 2025 -Salı
Hanife AYGÜN Klinik Psikolog

Birlikte Kalmak Değil, Birlikte Büyümek: Çift Terapisine Bilimsel Bir Bakış

İlişkilerde sorunlar başladığında çoğu çiftin cümlesi benzerdir: “Artık konuşamıyoruz.”Oysa sorun konuşamamak değil, konuşmanın bir duvarla karşılık bulduğu döngüye sıkışmaktır. Bu döngü kırılmadıkça taraflar birbirini duymaktan çok kendini savunur. Çift terapisi, bir tarafı haklı çıkarmak için değil; bu döngüyü anlamak ve ilişkiyi yeniden tanımlamak için vardır.

İlişkiler Neden Tıkanır?

John Gottman’ın uzun süreli gözlemsel araştırmaları, çiftlerin ayrılık nedeninin “tartışma sıklığı” değil, çatışma biçimi olduğunu göstermektedir.Eleştiri, savunma, küçümseme ve duvar örme gibi iletişim kalıpları ilişkiyi zedeleyen temel dört unsurdur. Bu davranışlar sürdükçe, partnerler birbirini tehdit olarak algılar ve beyin düzeyinde “savaş ya da kaç” tepkisi ortaya çıkar.Bu noktadan sonra amaç artık anlamak değil, kendini korumaktır.Ve duygusal koruma, iletişimin en sessiz biçimi olan uzaklaşmayı doğurur.

İlişki, duygusal olarak güvenli alanını yitirdiğinde, taraflardan biri sessizleşir, diğeri daha çok konuşur. Sessizleşen taraf geri çekilmek isterken, diğeri bağ kurmaya çalışır.Zamanla ilişki iki ayrı yalnızlığın birlikte yaşandığı bir forma dönüşür.

İlişkinin Temel Dinamiği: Duygusal Güven

Bağlanma kuramına göre, sağlıklı bir ilişkide taraflar birbirine karşı “duygusal güven” hisseder. Bu güven; eleştirilmeden dinlenmek, duyulduğunu hissetmek ve duygusal ihtiyaçların kabul görmesiyle gelişir.Bir ilişkide eleştirinin yerini merak, savunmanın yerini açıklık, sessizliğin yerini diyalog aldığında; bağlanma sistemi yeniden güvenli hâle gelir.

Araştırmalar, güvenli bağlanma geliştiren bireylerin ilişkilerinde daha fazla empati, sabır ve çözüm odaklılık gösterdiğini ortaya koymaktadır (Mikulincer & Shaver, 2016).Dolayısıyla ilişkinin sağlığı, duyguların ifade edilme biçimiyle doğrudan bağlantılıdır.

İlişkiyi Onarmanın Bilinçli Yolları

1.Sorunun değil, duygunun kaynağını fark edin.Çoğu tartışmanın altında ifade edilmemiş duygular vardır. “Yine geç kaldın” cümlesi çoğu zaman “önceliğim olmadığımı hissediyorum” anlamına gelir.

2.Duygusal regülasyonu sağlamadan konuşmayın.Duygular yoğunken yapılan konuşmalar çözüm değil savunma doğurur.Önce sakinleşin, sonra konuşun. Beyin, ancak sakin olduğunda empati kurabilir.

3.Suçlamadan paylaşın.“Sen hep böylesin” demek karşı tarafı savunmaya iter.“Böyle olduğunda kendimi değersiz hissediyorum” gibi “ben dili” kullanmak ilişkiyi yumuşatır.

4.İlişkinize bakım vermeyi unutmayın.İlişki, tıpkı bir organizma gibi ilgi, zaman ve özen ister.Her şey yolundayken bile “nasılız?” diye sormak, kopuşu önlemenin en güçlü yollarındandır.

 

5.Zorlandığınızda profesyonel destek almaktan çekinmeyin.Çift terapisi sadece kriz anlarında değil, ilişkiyi güçlendirmek ve farkındalığı artırmak için de etkili bir destektir. Çift terapisi, “ayrılmayın” çağrısı değil; ilişkinin yeniden anlam bulması için bir davettir.Çünkü bir ilişki, iki yetişkinin olduğu kadar, iki geçmişin, iki savunma biçiminin ve iki öğrenilmemiş duygunun da buluştuğu alandır.

Birlikte kalmak bazen alışkanlıktır; birlikte büyümek ise bir seçim.Bu seçim, haklı çıkmayı değil; birbirini anlamayı tercih etmektir.Ve çoğu zaman onarımın ilk adımı, öyle büyük cümlelerle değil; yalnızca şu sessiz kabulde başlar:“Seni duymaya hazırım.”

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve vezirkopruozlem.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.