Samsunspor, puan tablosunda haftalardır neden ilk 4 sırada yer aldığını tüm ülkeye kanıtlarcasına bir maç oynadı geçtiğimiz hafta. Göztepe ile oynanan maç muazzam temposu, gelgitleri, inanılmaz hataları ve hocamız Reis’in akıl almaz taktik zekâsı ile uzun süre unutulmayacak maçlar arasına girdi şimdiden. Hafta başından beri ligin seyir zevki en yüksek maçı olacağı tüm spor kamuoyu tarafından ön görülmüştü lakin bu şaşırtıcı ve baş döndürücü hikâyeyi de kimse yazamazdı. Ligin en yüksek kondisyonuna sahip iki takımın maçın başında başlayan yüksek temposu maç sonuna kadar devam etti. Maçı, özellikle tribünden seyreden taraftarlar için sadece şampiyonlar ligi müziği eksikti diyebilirim. Her şey o havada, o tonda, o seviyelerdeydi. 50. dakikada tabela Göztepe lehine 1-3 olunca her şeyin bittiğini zanneden biz taraftarlar aslında her şeyin yeni başladığını nerden bilebilirdik ki? Kendi kalesine gol atan Kaptan Zeki’nin satranç tahtasında ‘Vezire’ nasıl dönüştüğünü, hatalı geri pasını fark ederek başını iki elleri arasına alan Bennaser’in hatasına takılmayarak maçın devamında rakibin başlamak üzere olan tehlikeli ataklarını kesip takımı adına yeni pozisyonları nasıl hazırladığını ve Ntcham’ın “çok rahat, çok profesyonel” Şah-Mat’ını izlemek futbolun bir sanat eseri olduğunun ispatıydı. Maçın ardından yayınlanan istatistiklere göre Samsunspor 7. haftaya damgasını vurdu adeta. Gol beklentisi, toplam gol pozisyonu sayısı, topla oynama, topun oyunda kalma süresi, RCS topla buluşma, taraftar sayıları ve daha niceleri. Tüm parametreler Samsunspor’un 4. Sırada olmasının haklı gerekçeleriyle doluydu. Ve 7 hafta sonunda en iyi performans gösteren 3 takımdan biri olduğu açıklandı Samsunspor’un. Biz taraftarlar duygusal davranarak takımımızı yüceltebilir, abartabiliriz ama matematik yalan söylemez. Kaderin Cilvesi Masum Temenniler ve Adanademir Maçı 4 yılda neler olmuyor ki? Yeni doğan çocuk ana sınıfına başlıyor. Üniversiteyi kazanan bir öğrenci, okulunu bitirip hayata atılıyor. Evlenenler çoluk çocuğa karışıyor. Şaibe ve haksızlıklarla üst lige çıkan takımlar kaderin cilvesiyle tepetaklak olurken ahı alınan, hakkı gasp edilenler zirvelere yükseliyor. 2020-2021 sezonu; mahkemelere düşmüş, haber kanallarına manşet olmuş, şikenin babasının yapıldığı fakat federasyonun üç maymunu oynadığı, Türkiye Ligleri adına kara bir lekedir. Averaj farkıyla Süper Lige yükselen Giresun ve Adanademir’le birlikte Tuzlaspor’un tuzu kokutacak kadar ileri gittikleri, Samsunspor aleyhine kural hatalarını federasyonun kabul etmesine rağmen “devam, oyna” dediği utanç duyulası bir sezondur. Canımızın çok yandığı, bazı güçleri arkasına alan kimi takımların alenen kollandığı, geri pasa ofsayt çalındığı, pandemiye rağmen sadece belli statlara binlerce insanın alındığı lanet bir sezon. Hocamız Ertuğrul Sağlam’ın “Kirlenmiş futbol düzeninde temiz kalabilmek şampiyonluktan daha değerli” açıklamasıyla teselli bulduğumuz haklı ama yine mağdur olduğumuz sezon. Peki, 4 senede ne mi oldu? Tuzlaspor 2. Lige düştü. Adını değiştirdi. Beykoz Anadoluspor oldu. Tuzlaspor diye bir takım yok yani anlayacağınız. Tarihin çöplüğüne karıştı. Giresunspor önce Süper Ligden daha sonra TFF 1. Ligden düşerek 2. Lige çakıldı. Orada da düşme potasına yakın seyrediyor. Ve Adanademirspor. Şaşalı sezonlardan sonra her şeyini kaybetmiş kumarbaz edasıyla şaşkın geziniyor bu sıralar. Çılgınca harcanan paralarla daldıkları tatlı hülyalarda yedikleri hurmaların acısıyla kıvranıyorlar. Dünya yıldızları ile doldurdukları kadrodan eser kalmadı. Genç ağırlıklı bir kadro ve hocasız olarak yollarına devam ediyorlar. Ligin son sırasında yalnızca 1 puanda. Bu şartlarda karşılaşacağız Adanademirspor’la. Hoca hangi sistemle çıkar, diziliş nasıl olur, hangi oyuncularla oynar umurumda bile değil. Bazı takımlar var ki onlara karşı futbolun hiçbir önemi yok. Çıkıp haysiyetini ortaya koyman kâfi. Zira rakibine bünyesinde olmayan bazı hasletleri hatırlatmak futbola vereceğin en önemli kazançtır. Bunların hangi takımlar olduğu camia tarafından bilindiği için zikretmeye ihtiyaç duymuyorum. Maça dair beklentim odur ki zayıf rakibimizi farklı bir skorla yenerek Samsunspor olarak milli araya Fenerbahçe’nin de BAY geçmesinin avantajıyla en kötü 3. sırada girmek. Alacağımız galibiyetle ev sahibi takımı 7 haftada aldıkları yalnızca 1 puanda bırakarak bulundukları son sırayı pekiştirmelerini sağlayacağımızı düşünüyorum. Düştükleri yerden kalkmak için fırsat olarak gördükleri müsabakanın kendileri için sarsıcı bir skorla tamamlanarak ayaklarının altındaki sandalyenin tekmelendiği, kötü olan gidişatın büyük bir hezimetle hızlandığı, ümitlerinin kırıldığı maç olmasını temenni ediyorum. Yazımı bu güzel dileklerle sonlandırırken sezon sonu ne olur bilinmez ama aldıkları ahların vebali olarak alt lige düşerek Giresun ve Tuzla’nın ardından halkayı tamamlamalarını canı gönülden istiyorum. Ne demişler? Haklının acelesi yoktur. Keyifli Okumalar…