ÇARE ; Hastalıktan sonra deva bulma yada zor durumdan kurtulmak için başvurulan yol. Bir sonuca varmak, bir sonuca varmak, ortadaki engelleri kaldırmak, çıkar yol, çözüm yolu bulmaktır. Çare için düşünmek, aklımızı kullanmak lazımdır. Önce problemi saptamak sonra düşünüp çare aramak... DÜŞÜNMEK : Bir problemle başlayan ve çözümle sonuçlanan zihinsel süreç, bilgi edinme, fikir üretimidir. Yaşamda insanlarımız o kadar zordaki 16 milyon insan (Emekli) 7-10-15 bin TL. ile geçinmeye çalışıyor,geçinemiyor. ÇARE ARIYOR. İşçi : Emeğini satan emekçi, işvereniyle pazarlık yapma peşinde. Ama tek başına pazarlık yapamıyor. SENDİKALI olmalı çare burada. Köylü KOOPERATİFLER aracılığıyla birleşmelidir. İşçilerin %85’i sendikalı değil, bazıları, SARI sendikalı. İdare edenler şükret, kemersık diyorlar. DİNİ satıp yem olarak kullananlar çoğaldı, halk arapça bilmediği için KUR’AN-I KERİM’i anlayamıyor. İsrâ suresi 30 Ayet “Doğrusu Rabbim dilediğine rızkı bol verir, dilediğine de az verir. Şüphesiz O, kullarının durumunu en iyi bilen ve onları hakkıyla görendir.” (Ömer Çelik)  Ey Allahım 16 milyon emekli geçinemiyor. 85 Milyonun bir milyonu bolluk içinde yaşlıyor. Sen gören ve bilensin. Bu insanları aç ve susuz bırakma. AMİN ÇARE ARIYORUZ Sendikalaşıyoruz. Meydanlardayız, düşünüyoruz. Hükümet yandaşlara faiz ödemelerine çalışıyor. Ülke elden gidiyor. 2024 Yılı “EMEKLİ YILI” sürünme yılı ilan ediliyor. Dalga geçiliyor... Tepkilere göre oranlar %37 -  %42 - %49,25 gibi değişiyor.  Atatürk “Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu; o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Geçmişte çok güçlüyken, tüm gücüyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin, geleceğe güvenle, bakma hakkı yoktur” diyor. “İhtiyarlarda maziyi görürüz, halbuki iyi baksak istikbalimizi görürdük” Yaşlıları süründüren, ölmesini bekleyen, hakkını vermeyen bir zihniyet aynısını yaşayacaktır. Yaşlılara yaşam derdi, mutfak derdini TÜİK kanalı ile yaşatanlar, enflasyonu ve yaptığı zammı görmeyip şükret diyenler, kemer sık sözleri edenler “İstediğini söyleyen, istemediğini işitir” meydanlarda bağıranları duyun. Haksız güç zalim, güçsüz hak çaresiz olmasın.  Zamlara alıştık cümlesi çaresizliğin, umutsuzluğungetirisidir. Alışmayacağız DÜŞÜNÜP ÇARELER üreteceğiz. Haklarımızı her zeminde arayacağız. Bize haksızlık yapanlara SANDIKTA cezasını vereceğiz.  “Dünyayı haksızlık yönetiyor, adalet sadece sahnede var.” sözünü yerle bir edeceğiz. Adaleti tabana yayacağız.Yeterki haksızlığa uğrayanlarbirleşsin, sendikalaşsın, kooperatifleşsin, emeğinin karşılığını mutlaka alacaktır. İnsan olabilmek için dünyadaki haklarımızı kanunlar çerçevesinde isteyeceğiz. Haksızlığı her kabul ediş yeni haksızlıkları getirecektir. Haksızlıkları kabul etmiyoruz! “SAĞIR BİR KOCA İLE, KÖR BİR KADIN MUTLU BİR ÇİFTTİR” Böylemi olalım. SAĞIR, KÖR, DİLSİZ!...