Şair Eşref 1847-1902 yılları arasında yaşamış hiciv ustasıdır.
Padişah Abdülhamit’e seslenerek;
“Ey Padişah-ı Alem düşman mısın zekaya?
Erbabı iktidarı gördün mü saldırırsın,
Asrında kaldı millet üstatsız kitapsız,
Havf eylerim yakında Kur’an’ı kaldırırsın,
Besmele güş eyleyen şeytan gibi,
Korkuyorsun höt dese bir ecnebi
Padişahım öyle alçaksın ki sen,
İzzet’i nefsin Arap İzzet gibi!”
Abdülhamit’in tahta çıkışının yıldönümünde tören alanına fazla yaklaşan halka Vali; “Durdurun şu eşek milleti” der.
Eşref bunu duyunca;
“Erbab-ı mansıptan biri millete eşek demiş,
Reddedilmez böyle bir söz amma pek can sıkar,
Millet eşek olsa da eşek diyen bilmez mi ki,
Sadrazamlarla, valiler de milletten çıkar.”
Bir belediye başkanına şöyle söyler;
“Hükmüne bizler daha hayran olduk demekten
Bu ne hata, ne ayıp, ne de en küçük günah,
Ölmüş eşek, at, katır etleri yemekten,
Anırır, çifte atar, kişner olduk maşallah.”
Yine başka bir olay için;
“Bir soğan soyulurken yaşarıyor da gözler
Vatandaş soyulurken aldırmıyor öküzler
Hayadan eser yoktur nafile bütün sözler
Beyhude inat etme hemen salla başını,
Dilini tut, uslu dur, zıkkımlan maaşını.”
Yüzyıl geçse de ders almıyoruz tarihten, olaylara bakıyorum hepsi filmin tekrarı gibi. Şimdi de aynı şeyler yaşanmakta sözler tekrarlanmakta.
Bizler anlamak mı istemiyoruz, yoksa çıkarlar mı ön planda doğruları göremiyoruz. Seçimler yaklaşıyor hala kararsızlar var neyi bekliyorlar.
Gıdalar bozuldu, halk vergilerle zamlarla soyuldu, ülke yaşanmaz hale geldi, yokluk, yoksulluk, haksızlık almış başını gidiyor. Milyonlarca mülteci ülkemize yerleşti. Bir ev alana vatandaşlık verildi, topraklarımız, Cumhuriyet kazanımları hep yabancılara satıldı. Daha neyi bekliyoruz?
Neyzen Tevfik “Namaz durduğun yönü bilirsin de kıble diye, secde edip alnını koyduğun toprağı neden söylemezsin vatan diye?”
Yine başka bir deyişinde; “Kime sordumsa seni doğru cevap vermediler; kimi alçak, kimi hırsız, kimi deyyus! dediler. Künyeni almak için partiye ettim telefon bizdeki kayda göre şimdi o mebus dediler.”
Şimdilerde de ayakkabı yalayanlar, liderine tapanlar, Allah’ın sıfatlarını taşıyor diyenler, arabasında hastalandığında camı kıran balyozu satın alanlar yani yeniden mebus olmak için ahlak, görgü kurallarını çiğneyenler çoğaldı. Memleketin halini görenler ayağa kalksın ey halkım.
“Göründü memleketin iç yüzü, çöktüyse temel.
Şimdilik harice karşı yüzümüz olsa dahi
Yüzümüz yok bakacak kabrine ecdadımızın.
Tükürür zannederim çehremize, vatanın tarihi.”
Neyzen Tevfik.