İstanbul, İzmir,  Adana, Urfa, Antep işgal altında.  Meclis’in basılması, milletvekillerinin ve aydınların tutuklanması.16 Mart 1920 MALTA ADASINA sürgünlerin İngilizler tarafından gerçekleştirilmesi, Kuvayi Milliye kuvvetlerinin bunlarla savaşı şu soruyu sorduruyordu. ÖNCE MECLİS Mİ YOKSA ÖNCE ORDU MU?  Egemenlik ulusun namusudur. 30  Ekim1918 Mondros Ateşkes Antlaşmasından 14 gün sonra, 13 Kasım 1918 İstanbul İngiliz, Fransız, İtalyan askerleri tarafından işgal edilmiş, Osmanlı Meclisi basılmış, milletvekilleri tutuklanmış.  MUSTAFA KEMAL DOĞUYOR. M. Kemal 19 Mart 1920'de Anadolu ve Trakya'ya gönderdiği bildiride seçim yapılmasını, seçilen milletvekillerinin Ankara'ya gelmesini,  “olağanüstü bir meclis” toplanmasını ve “milletin kaderine el koymasını” istedi. Sonuçta sandıklar kuruldu vekiller seçildi. Milli Mücadelenin ilk ilkesi “MİLLET EGEMENLİĞİ” gerçekleştirildi. TBMM asker, sivil, bürokrat, çiftçi, yerel önderlerden oluştu.  Bunlar sadece KURTULUŞ için değil bağımsızlık için dış güçlerle, aynı zamanda iç güçler İstanbul'daki işbirlikçi hükümetle mücadele edecekti.  Seçilen vekiller Ankara'ya gelince yıkık dökük, cılız asker ve ordusu olmayan Kuvayi Milliye önderlerini gördü. Kafalarında ÖNCE ORDU kurulsa daha iyi olmaz mı? sorusu oluştu. Eğer ordumuz olmazsa teori olarak kurulan TBMM ne yapabilir ki?  Mustafa Kemal “Meclis teori değil bir gerçektir, gerçeklerin en büyüğüdür. Bana göre önce meclis sonra ordu olacaktır. Kuvayi Milliye'yi halkla birlikte yürütmek ve ulusal iradeyi Egemen kılmak istiyoruz.” der.  Milli Egemenlik, halk iradesi, seçimle oluşan meclis gerçeği görmüş meclis kurulmuştur.  Halkın gerçek temsilcileri “Kurucu İktidar” Anayasa hukuk kuramına göre tam yetki ile çalışıyordu.  Şimdiki gibi ATANMIŞLAR DEĞİL HALK TEMSİLCİLERİ Egemen olup tüm yetkiler mecliste idi. Türkiye Cumhuriyeti “SANDIKTA KURULMADI” diyenlere bunlar kapak olsun.  Tek kişinin ağzı ile 22 yıllık iktidarında milletin ülkenin geldiği durumu görüyorsunuz. Yoksulluğun en çok görüldüğü, enflasyonun en yüksek olduğu, yandaşların kayrıldığı,  millet yoksullaşır iken, ultra zengin yapılan politikaların uygulandığı.  eğitimin cemaat ve tarikatlara teslim edilip “Manevi Değerler” adı altında çocuklarımıza yanlış eğitimler verildiği, bilimden fenden uzaklaşıldığı, subaylarımızı yetiştiren okulların ve sağlık kuruluşlarının kapatıldığı, Anayasa Mahkemesinin, Türk Tabipler birliğinin kapatılmak istendiği,  TBMM'nin işlevsiz bırakıldığı, okulların ödenek yok denilerek öğretmensiz bırakıldığı. Bu dönemleri de geride bırakacağız. “ Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” demokrasinin temeli halk iradesinin üstünlüğüdür. Meclis; çeşitliği ideolojilerin, fikirlerin, vizyonların, ulusal çıkarların, eşitliğin, laikliğin ve hukukun üstünlüğünü oluşturacak bunlar gerçekleşince MODERN ORDUMUZUN Türkiye'mizi içte ve dışta koruması gerçekleşecektir. Ordu milletin içinden çıkacak tam kendisi olacaktır.  “ÖNCE MECLİS SONRA ORDU.” M. Kemal Atatürk