Karne: Öğrencilere dönem sonlarında okul yönetimleri tarafından verilen ve her dersin başarı durumu ile devam, sağlık, yetenek ve genel gidiş durumlarını gösteren belgedir. Öğretmenler bu karnenin sadece öğrencinin değil velilerinde çocuklarıyla ilgili durumlarını göstermesi açısından velilerinde karnesi der. Halk’ta belediye başkanlarına, kaymakamlara, milletvekillerine, bakanlara çalışmaları ile ilgili notlar karneler verir. İlk önce Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in karnesine bakalım. Öğretmenlere laik, bilimsel eğitim karşıtı uygulamaları, cemaat ve tarikatlar ile anlaşmaları, mülakatı kaldırmayışı, okullarda temizlik – hijyen sağlayamayışı, güvenlik ve temizlik personeli bulundurmaması, ÇEDES uygulamaları ile son olarak kreş problemleri yaşatmasından dolayı notu “SIFIR” davranış, gelişim tarafı da aynı, kötü dili, insanları dinlemeyişi, hep kendi doğruları ona karnesinin kötü olma nedenleridir. ÖĞRETMENLER: Kiracı olan öğretmenlerin %75,8’i kirasını ödemekte zorlanıyor. Her beş öğretmenden dördünün kredi kartı borcu var, öğretmenlerin beşte ikisi tatil yapamıyor, öğretmenevlerinden yararlanamıyor, dengeli beslenemiyor. Kendilerini güvende hissedemiyor., ek iş yapmaya mecbur kalıyorlar. Yönetici ve tüm atamalarda mülakat istemiyor, insanlık onuruna yakışır ücret istiyorlar, giyim, kuşam yeniden uygulanmasını isterken görevine angaje olamadığı için başarılı olamıyor. (ÖMK) Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun mesleklerine bir katkısı olmadığından kaldırılmasını bekliyorlar. Böyle kötü şartlarda karneleri nasıl iyi olsun ki. Atanamamış öğretmenlerin yanında kadrolu öğretmenler aldıkları maaşların yetersizliği nedeni ile garsonluk, kasiyerlik, inşaat işçiliği gibi ek işler yaptıklarını anlatıyorlar. Toplumsal değer, ekonomik değerlerle örtüşmediğinden toplum önünde öğretmenin değeri düşüyor kendileri okuyamadığı gibi öğrencilerine de kitap okuma alışkanlığı veremiyor. Veliler çocuklarına yardımcı olamıyor onlarla birlikte kitap okuyup kültürel faaliyetlere katılamıyor ekonomik sıkıntılarından dolayı evde kavgalar bağrışmalar içine çocuklarını istedikleri gibi yetiştiremiyor.  Karne ZAYIF. Düşünen duyarlı bireyler çağdaş, demokratik bir toplumun özneleridir. Okuma kültürünün temeli ailede atılır. Öğrenme-öğretme kitap okumadan yarım kalır. “balık baştan kokmuş” sorunları hükümet çözemiyor. JAPONYA ÖRNEĞİ Japon Amiral Togo Heihachiro Rusya'da donanmasına karşı başarı elde edince Japon imparatoru onurlandırmak istiyor. Amirali ödül olarak köyüne öğretmen olarak atanmasını ister ama bu reddedilir. Öğretmenliğin çok özel meziyetler taşıyan kendine has profesyonellikte olduğu söylenir. Kral tarafından liyakat nişanı ile 1906'da Kont unvanı verilir. Amiral öğretmenlikte ısrarlıdır. imparator ona çocukların eğitiminin çok farklı ve çok önemli olduğunu fakat ileri yaştaki veliaht imparator Hirohito’ya danışman olarak atayabileceğini anlatır. Oda kabul eder. İnsana, öğretmene bu değerde önem verilmesini, Atatürk ilke ve devrimlerinin hayata geçirilmesi halinde KARNE notlarının düzeleceğini başta yöneticiler bilmelidir. SEVGİ, KENDİNE GÜVEN, ÇALIŞMA, OKUMA ve AHLAK ENGELLERİ kaldıracaktır.