“Köyler ülkemizin kılcal damarları, köylülerde milletin efendisidir.” K. Atatürk
Köyler mahalle yapıldı. İçleri boşaltıldı. Göçler aldı başını gidiyor. Üreten toplum olmaktan çıktık, tüketen toplum olduk. Köylerde ürettiğimiz (buğday, mısır, nohut, mercimek, fasulye vb.) samanı bile dışarıdan alıyoruz.
NEDEN? Köyler mahalle yapıldı. Köylerde sadece yaşlılar kaldı. Onlarda ekip, biçemiyor. Mazot, gübre alıp tarlasına harcayamıyor, üretimde olmuyor. Ekmeğini, tavuğunu, pırasasını şehirden alıp götürüyor, mazot 45tl’yi buldu.
NEREDE HATA YAPTIK?
Köy enstitülerini kapatarak, köy okullarında eğitimi bitirerek, köyleri mahalle yaparak, öğretmenleri köyden uzaklaştırarak, köyleri sadece imamlara bırakarak, köylere ziraat mühendisi, veteriner göndermeyerek hatalar yaptık, köylüyü göçe zorladık. Önceden nüfusun dörtte biri şehirlerde dörtte üçü köylerde yaşarken şimdi tam tersi oldu.
Hani biz dünyada üreterek kendi kendine yeten 7 ülkeden biri idik. Üretmiyor, samimiyet, akrabalık, arkadaşlık, komşuluk duyguları kayboldu. Apartmanlarda selamlaşma yok, karşı komşunu bile tanımıyor, gidip gelmiyoruz. Temiz hava bulamıyor, yeşil alanlarımız kayboluyor, her yer betonlaşıyor, ürettiğine pazar bulamıyor.
Bu yaşananlardan mutlu olanlar yok mu? Tabi ki var. Dışarıdan ithalat yapanlar, hükümetin müteahhidi olanlar, yandaş olanlar, halk değil de kendini düşünenler, BEN diyenler mutlu yaşıyor.
NE YAPILMALI?
Köy okulları yeniden açılmalı, halk eğitilmeli, ziraat mühendisi, veteriner ile çalışılmalı, teknolojiye ayak uydurularak ziraatte, hayvancılıkta yeniden projeler hazırlanarak üretime geçilmelidir.
Öğretmenler, Köy Enstitüleri gibi okullarda yetiştirilmeli, köylünün ihtiyaçlarına cevap verebilmeli, kitap okumalı, arıcılık yapmalı, iğne yapabilmeli, bir müzik aleti çalabilmeli.
Köylüye ışık olmalı, aydınlatmalı, köylüyü köyde tutmanın yolları bulunmalıdır.
“Üretici bir faaliyette bulunmayan, sadece fesat üretir” dedikodu yapar, insanlar arası çatışmalara neden olur, din bezirganlığı yaparak halkı cemaate, tarikata, şeyhlere teslim eder. Kur’an dininden uzaklaştırır. “Akla uygun inancın temeli üreticiliktir, inancımıza göre yaşamak, üretici olarak yaşamak demektir”
“BOL BOL YİYEN BEL BEL BAKAR” Ürettiğimizden fazla tüketiyorsak, ayağımızı yorganımıza göre uzatmıyorsak açlığa mahkûm oluruz. “Sonsuz tüketim sonsuz yok oluşa giden yoldur.”
Atatürk “Köylülerin gözleriyle görebilecekleri, çalışmaları için örnek tutacakları verimli, modern uygulamalı tarım merkezleri kurmak gereklidir” derken Atatürk Orman Çiftliği’ni ve bunun benzerlerini kurmuştu.
Yine Atatürk “Türk köylüsünü “EFENDİ” yerine getirmedikçe memleket ve millet yükselemez” demiştir. Gerek TARIM gerek SAĞLIK gerek ORMANLARIMIZI genişletmezsek ülkemiz geriler, fakirleşiriz.
KÖYE-KÖYLÜYE, TARIMA, ÜRETİME önem vermeliyiz.