NE SORUMLULUK ALAN VAR NE DE İSTİFA EDEN! Eğitimin temel amacı, çocukları kendi yeteneklerinin bilincine vardırmaktır... “En çok hürriyet nerede ise en çok eğitim oradadır.” Milli Eğitim Bakanlığı ‘ çocuğu önce dünyada daha sonra da özel çevrelerde varlığını sürdüreceği şartları hazırlamak yerine öbür dünyaya hazırlamaya çalışıyor. Birey olma yerine ümmet olmayı amaçlamış, hürriyetleri kısılmış, sorgulamayan, sormayan bireyleri tarikatlara teslim ederek herkesi hafız yapma peşinde... Bakan Yusuf Tekin’in ilk icraatı karma eğitimi  (kız - erkek ayrı sınıflarda) hayata geçirmek oldu. Daha müsteşar iken Tarikat ve Cemaatler ile protokoller  imzalamış Cihannüma Derneğini kurmuş,  başkanı olmuş “Eğitimde işbirliği protokolü imzalamş, diğer tarikatlar ile de 2 bin 709 protokol  imzaladığı bunların STK (Sivil Toplum Kuruluşu) olduğunu açıklarken “Çünkü onlar çocukların dağa çıkmasını engelliyor” diyebilmiştir. Ve “ Ben o STK’larla protokol imzalamaya devam edeceğim diyerek Laik, bilimsel eğitime, Cumhuriyet kazanımlarına karşı olduğunu açıklamıştır. Öğretmen alımlarında Cumhurbaşkanının mülakatları kaldırdık demesine rağmen mülakatların da süreceğini söylemektedir. ÇEDES (Değerler Eğitimi) adı altında Diyanet ile imzaladığı protokoller ile de Manevi danışmanın adı altında imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı, Kur’an Kursu hocaları anaokullarında, ilk ve ortaokullarda din görevlileri ders vermeye başlamıştır. Anayasanın 42. Md. Ve 677 sayılı DEVRİM YASASI’nın  174. Md rağmen bu çalışmalar nasıl yapılır? Şaşılası işler. Okullarda sarıklı, sakallı imamların ne işi var. Din kültürü öğretmenleri , rehber öğretmenler, sınıfı öğretmenleri bu işleri yapamıyor mu? Daha sonra bu öğrencileri cami ve mezarlık temizliği için görevlendiriyorlar. Artık demek ki ÖĞRETMEN ihtiyacı yok. BİLİMSEL EĞİTİMDEN VAZGEÇİLMEYECEK Diğer adının başında MİLLİ olan Savunma Bakanlığı Ergenekon- Balyoz , 15 Temmuz olaylarından hiç mi ders çıkarmadı? Genelkurmay başkanının başına silahı FETÖ elemanları dayarken aklından neler geçiyordu? Tuzla Piyade okulunda yakasına 10 Kasım törenlerinde Atatürk resmi takmayanlarla onlara karşı gelen teğmenlere aynı ceza uygulanır mı? Orduyu da siyasetin içine soktular tarikatlar, cemaatler kol geziyor. Genel Kurmay Başkanları  AKP hükümetlerinin Milli Savunma Bakanı oluveriyor. Balık baştan kokuyor. Ordu siyasete girer mi? Hani Peygamber ocağımızdı. Irak’ta askerlerimiz bir günde 12 şehit verirken başta TRT bile yas belirtisi göstermiyor. Zengin çocuğu para veriyor, fakirler bu vatan için şehit oluyor. “Ezanla geldik selayla gideriz. Bu vatan için kanımızı şerbet diye içeriz” diyenlerle PARA ile askerlik yapan aynı kefeye konabilir mi? ATATÜRK’ÜN ORDUSU HER YERDE MUZAFFER OLACAKTIR... “Bir ordunun değeri, subay ve komuta kurulunun değeri ile ölçülür” sözünü Atamız niçin söylemiştir? Ordunun içine Tarikat - Cemaat nasıl sızabilir, ele geçirebilir? Komutan astlarından bilgili olmazsa cemaatten emir alabiliyorsa nasıl bu ordularımız vatanımızı koruyacaktır. Ordumuza hiçbir tarikat sızamayacaktır. Düşünme, sorgulama, değerlendirme HALKIMIZINDIR.