Bazı hediyeler çok önceden bak zayıf getirmeyeceksin diyerek önceden alındı.Hediye ve tatil için gerekli şartlar önceden çocuklara bildirildi ve stres daha aylar önceden başladı.Biz yetişkinlerin hayatında birçok stres faktörü var ama çocuklar stresle baş etme konusunda henüz yolun başındalar, kendi stresimizle onlarınkini ikiye, üçe katlıyoruz.
Söze gelince kiminle konuşsak hepimizin ülkemizdeki eğitim sisteminin çocukları yarış atına çevirdiği konusunda hemfikiriz ve bundan şikayetçiyiz. Herkes şikayetçiyse peki kim bu karne stresini çocuğuna yaşatan ebeveynler?Birçoğu bunu farkında olmadan yapıyor. Karne ve notların amaç değil başarıya giden yolda araç olduğunun farkına varmıyor ya da kendini başarıyla tatmin olmaya o kadar kaptırmış ki fark etmek istemiyor.
Eğer çocuğunuzun matematiğinin iyi olmadığını karneden öğreniyorsanız, bir durup düşünmelisiniz bir yıl boyunca çocuğumla ne kadar ilgilendim diye. Neticede notlar karneden bir gün önce verilmiyor. Eğer başarıyla tatmin olmaksa niyetiniz destek olmaya çok önceden başlamalısınız.Ne kadar üzücü ki; her yıl karne dönemi evden kaçan, kendine zarar veren çocuklarla ve gençlerle ilgili haberlerle karşılaşıyoruz. Sonra yana yakıla sabah programlarında evlatlarını arayan anneleri görüyoruz.
Çocuğumuzun doğumundan itibaren verdiğimiz tepkiler çocuğumuzun motivasyonunu etkiliyor. Üstelik başarısızlığa karşı verilen olumsuz tepkiler başarılı olmak için motive etmiyorda çocuğun başarısızlığı kabullenmesine ve kendini başarısız olarak etiketlemesine sebep oluyor.
Peki aslında başarısızlığın başarının anahtarı olduğunu çocuğumuza nasıl öğreteceğiz?
Başarısızlığı bir fırsat olarak gören ebeveyn; çocuğuna başarısız olduğu dersin notundan ne anladığını, hangi konular yüzünden bu notu almış olabileceğini sorabilir, öğretmenden hangi konularda yardım alabileceklerine karar verebilir ve bir sonraki adımın planı yapılabilir. Çocuğunuz başarısızlığı ve aldığı kötü notu kendine daha iyi olabilmek için bir rehber haline getirebilir.Öncelikle problemin kaynağını bulmanız gerekir. Çocuğunuzun ders çalışmaması ya da çalışıp başarısız olmasının altında motivasyon eksikliği mi öğrenme güçlüğü mü, dikkat eksikliği mi yoksa okulda yaşadığı sosyal sorunlar mı olduğunun tespitinin yapılması gerekir.
Bazen işitme ve görme bozuklukları olan çocuklar sadece başarısız olarak bilinip rahatsızlıklarının farkına bile varılmıyor.
Biz yetişkinlerin olduğu gibi çocuklarımızın da ilgi ve yetenekleri var ve onlar büyüdükçe bu yetenekler değişiyor ve gelişiyor. O yüzden yetenek keşfi konusunda yeteri kadar seçenek sunup sunmadığınız da çocuğunuzun başarısını etkiliyor.Eğer çocuklarımızın farklı yetenekleri olduğunu ve zaman içinde değişime uğrayabileceğini bilirsek onlara daha çok yardımcı olmuş oluruz. Evet bunu bilmek güzel ama bunu çocuğumuza nasıl aktaracağız?
Matematikten 100 üzerinden 30 almış çocuğunuza ‘olsun sen Türkçe konusunda harikasın’ derseniz, onu matematik konusunda yapılacak hiçbir şey olmadığına ikna etmiş olursunuz. Nasılsa Türkçe dersinde çok başarılıyım matematiğe çalışmasam da olur algısı oluşturmak istemezsiniz.
Konuşarak çözümlenmeyecek hiçbir şey yok. Sorgular biçime sokmadan çocuğunuzla notları ve yapılması gerekenler hakkında karşılıklı konuşmanız işe yarayacaktır. Hayat dersi verir konuşmalar yapıp zaten gergin ve üzgün olan çocuğunuzu daha fazla üzmeyin. Notlar ona ait olduğu için zaten ondan daha çok üzülen kimse olamaz. Eğer üzüntüsünü gösteremiyorsa tavrınızı kontrol etmelisiniz. Öğretmenleri, arkadaşları ve dersler hakkında ne düşünüyor, okula karşı duyguları nasıl? Heyecanlı mı kaygılı mı, mutlu mu? konuşarak öğrenebilirsiniz.
Eğitim dönemi içinde öğretmenlerle tanışabilir çocuğunuzun okuldaki durumu ile ilgili bilgi alabilirsiniz. Başarı ancak okul aile ve öğrenci üçgenini oluşturursanız sağlanır.
Evde de bir düzen oluşturmak bir rutin oluşturmak başarı planının bir parçasıdır.
Komşunun oğlu, Ayşe’nin kızı, Ali’nin oğlu taktir almış, çok başarılıymış karşılaştırmalarından olabildiğince uzak durmalısınız. Her çocuk biricik ve tek; o sizin çocuğunuz ve ondan başka bir tane daha yok.
Sosyalleşme fırsatı bulup bol bol kitap okuyacakları bir yaz tatili bütün çocukların okul başarısını olumlu yönde etkileyecektir.
Sınav ve notlar hayat başarısının tek ölçütü değildir. Çocuğunuzun ruh ve beden sağlığı her şeyin üzerindedir.
Tatil döneminin çocuğunuzla birlikte kaliteli vakit geçirmek için bir fırsat olduğunu düşünüyoruz.
İyi bir dinlenme dönemi geçirmeniz dileğimizle.