Doğrusu yeni oyuncularımızla birlikte nasıl bir Samsunspor olduğumuzu merak ediyorduk. Çünkü uzun bir süre yeni oyuncuları tanımakta zorluk çektik. Hem ümitliydik hem de endişeli. Thomasson, Musaba ve Ndiaye gibi çok iyi başlayanlar olduğu gibi Coulibaly, Sousa, Makambou, Mendes gibi fikir edinmekte zorlandığımız oyuncular da sayıca fazlaydı.
Performansı soru işareti olan oyunculara Emre, Soner Aydoğdu gibi mevcut oyuncuların sakatlığı da eklenince 9 puan beklerken yalnızca 4 puan alabildiğimiz üç iç saha maçı kaygılarımızı artırmıştı. Daha kötüsü bizi çok zorlu bir üç maç daha bekliyordu: Zorlu Antep ve Varşova deplasmanlarından sonra iç sahada Fenerbahçe maçı. Oyun güven vermiyordu ama biz hocamıza güveniyorduk.
Nitekim bizi yalancı çıkarmadı Thomas Reis. Bu üç maçtan da alnımızın akı ile ayrıldıysak bu kesinlikle onun sayesindedir. Karagümrük maçının ikinci devresiyle başlayan Thomas Reis dokunuşları bu zorlu üç maçta da devam etti ve biz hem oyun hem mücadele hem de eski Samsunspor temposunu bu maçlarda keyifle seyrettik. Hele L. Varşova galibiyeti… Gururlandık, dahası Avrupa’ya Samsunspor adını başarıyla tanıttık.
Bazen aksilikler arka arkaya gelir ya bazen de güzellikler böyle peşi sıra gelir. Samsunspor kesinlikle en kötüyü geride bıraktı. Thomas Reis yeni oyuncularının meziyetlerini, faydalı oldukları mevkileri, kaç dakika sahada tutması gerektiğini öğrendi. Bu özelliğiyle ligde zar zor tutunmuş bir takımı sonraki sezon üçüncü yapmamışıydı?
Samsunspor’un savunmada da hücumda da ne kadar başarılı olduğunu gösteren L. Varşova ve Fenerbahçe maçları geleceğe dair ümitlerimizi artırdı. Hakem adil yönettiği için Konferans maçını kazanan Samsunspor, rakibe sahayı dar ettiğimiz, topun yüzünü göstermediğimiz, tribün baskısıyla 70 dakika tek kale oynadığımız Fenerbahçe maçını hakemin art niyetli tutumu yüzünden kazanamadı.
Şunu rahatlıkla ifade edebilirim ki yeni sezonda oynadığımız dokuz takım içinde en kötüsü Fenerbahçe’ydi. Thomas Reis yönetiminde çıktığımız, önceki sezonları da katarak tüm maçlar içinde en güzel ve en keyifli maçımızı oynadık bana göre.
6 numara için yetersiz oluşundan şikâyet ettiğimiz Makambou ve kanat için hızlı olmasına rağmen teknik ve oyun zekâsı bakımından yetersiz kalacağı endişesi taşıdığımız Coulibly’nin performansı bizleri ayrıca mutlu etti.
Samsunspor’un alamet-i farikası, çizgiden rakip ceza sahasına girdikten sonra havadan orta kesmek yerine, yerden 6 pas veya yaya doğru çıkarılan pas ve futbol literatürüne soktuğumuz ‘pas-orta’ları merkezden ceza sahası içine giren oyuncularla gole çevirmemizdi. Fenerbahçe maçında Musaba ve Coulibaly bu hücum tarzını denese maçtan 3-0 galip ayrılabilirdik.
Yedek kulübesinde Polat’tan başka hücumcu oyuncu yoktu, kadro yorgundu. Her şeye rağmen keyifli bir maç izledik. Başta hocamız olmak üzere tüm takıma minnettarız.
Milli aradan sonra Emre, Soner ve Sousa takıma dönecek. Böylece hem 11’miz çok güçlenecek dahası yedek kulübemiz daha zengin olacak. Sabırsızlıkla Kayseri deplasmanını ve ilk 8 için hayli ümitvar olduğum iç sahadaki D. Kiev maçını bekliyoruz. Bizleri bu zorlu maçlarda mahcup etmeyen takımımıza iç sahada tam destek vermeli ve onları yalnız bırakmamalıyız. Bunu fazlasıyla hak ediyorlar.
Hoş geldin yeni Samsunspor.

