İhtiyar Dev
“Kıt’aları ipek bir kumaş gibi keser biçerdik. Kelleler damlardı kılıcımızdan. Bir biz vardık cihanda, birde küffar… Zafer sabahlarını kovalayan bozgun akşamları... İhtiyar dev, mazideki ihtişamından utanır oldu. Sonra utanç, unutkanlığa bıraktı yerini.”
2023’ün Samsunspor’a neler getirdiğini yazmayı tasarlarken, Cemil Meriç’in“Bu Ülke” kitabından, Osmanlı’nın ihtişamlı yıllarından sonra, Avrupa tarafından hasta adam diye adlandırıldığı duruma düşmesini konu alan bu paragraf geldi aklıma. Bu paragraf,2023 yılında bir spor kulübüne atfedilse, bu Samsunspor’dan başkası olamazdı kanımca.
Nasıl Başlamıştı Bak Nasıl Bitti
2023’ün başı ile sonu iki farklı kutup başı gibi zıt aksiyonlarda gelişti Samsunspor için. Tff 1’de Nisan ayının başında, henüz montları çıkarmadan,şampiyonluk kutlarken, 2023’ün sonuna doğru, daha tişörtleri çıkartmadan ligden düştük moduna girdik. Alt ligde 6. haftadan itibaren öyle bir yükselişe geçmiştik ki içeride dışarıda tüm rakiplerimizi ezip geçiyorduk. Hüseyin hoca, sihirli değnek gibi dokunmuştu takıma. Ne olduysa süper lige çıkınca oldu.Daha fikstür çekilince, akıbetin hayır olmadığı belli olmuştu aslında. 2023’ün başındaki zafer sabahları yerini, 2023’ün sonuna doğru bozgun akşamlarına bıraktı. Süper ligin 5. haftasında hoca değişikliği ve taraftarımızın gayretleri sonucu üst üste alınan galibiyetlerle tam hava yakalamıştık ki “yumruk” vakası ile resmen gardımız düştü. 16 ve 17. Haftalarda doğrudan rakiplerimiz olan Konya ve Alanya ile yaptığımız son iki maçtan yalnızca 1 puan alabildik. Devrenin tamamlanmasına 2 maç kalmışken hala potanın içindeyiz maalesef. Bu arada gelen transfer yasağı ve Tırpan’ın ailevi sebeplerle takımdan ayrılacağı duyumuna, başkan Yüksel Yıldırım’ın bazı taraftarları “içimizdeki İrlandalılar” çıkışı ile suçlaması da eklenince, kaosa pek müsait olan camiamız kendini bir kavganın içinde buldu. Pendik, Karagümrük, İstanbul, Kasımpaşa, Alanya gibi semt ve ilçe takımlarının altında yer almak, ortalama 16 bin seyirci ile taraftar sayısında ligde 5. sırada yer alan bizim gibi bir camiaya hiç yakışmıyor açıkçası.Ve tekrar ligden düşme melodileri söylenmeye başladı. ”Senden bilirim yok bana bir faide ey gül / Gül yağını eller sürünür çatlasa da bülbül”. Bu güfte, sanki bizim için yazılmış. Bazen, bu kavgalar hiç olmasa diyorum kendi kendime. Ama büyük bir camia olmanın bir gereğidir efendimiz diye cevap veriyor ‘Olriç’ beynimin içinde. Bu bir zenginliktir aynı zamanda. Bazen eleştirerek katkı verirsin takımına bazen destekleyerek. Ama en ihtiyaç duyulan zamanda, tüm kırgınlıkları bırakarak büyük fotoğrafa odaklanmak, el ele verip Samsunspor paydasında birleşmek ve takımımızı ayağa kaldırmakta bu takımı tutmanın bir gereğidir.
Emanete Sahip Çıkalım
Artık, sağda solda haksız arama dedektifliğinden kurtulup güç birliği yapma zamanı. Artık, ne kadar imkânımız varsa seferber etme, ayrılığa düşerek rakiplerimize koz verme değil, birleşerek onlara korku salma zamanı. Henüz biten hiçbir şey yok. İkinci devre iç saha avantajı bizde. Taraftar gruplarımız birleşirse, başkan, yönetim ve şehrin dinamikleri Samsunspor’luluk duruşu sergilerse, fiyat indirimi taraftarda karşılık bulur ve iç saha maçlarımızı en az 20 bin taraftara oynarsak, hiçbir takım puan alamaz bu takımdan. Bu da ligde kalmamız için yeterli olur. Bu takım bizim. Bu takım tüm Samsun şehrinin. Bizi transfer yasağı düşürmez. Bizi Tırpan’ın ayrılması, Ntcham’ın Afrika Kupasına gitmesi düşürmez. Bizi aileye giren tefrika düşürür. Ve o gün kimsenin özrü kabul edilmez. O gün hiçbir pişmanlıkta fayda vermez. 11 yıl sonra, ertesi yıl düşmek için çıkmadık bu lige.Gelin Samsunspor’u bütün isim ve kimliklerin üstünde tutarak ligde tutalım. Gelin henüz vaktimiz varken, 20 Ocak haftasına ilerliyorken ve başarı biz taraftarların birlikteliğinden geçiyorken,SAMSUNSPOR RUHUNA bürünerek futbol şehitlerimize emanetiniz emin ellerde mesajı verelim.
Bu TFF ile Daha Nereye Kadar
Son yirmi günde, ülkenin imajını uluslararası arenada yerle bir ettiğini düşündüğüm TFF, bu sefer başka bir krize sebebiyet verdi. Cumhuriyetin 100. Yılında Türkiye kupası finalini, gitti başka bir ülkede oynatma kararı aldı. Son iki sezondur, futbola ayırdığı astronomik transfer bütçesi ile dünyanın konuştuğu ülke Suudi Arabistan’da. Gerekçe; Para! Bu kararın yanlışlığı, maça saatler kala iki takımın manevi değerleri gerekçe göstererek maça çıkmama kararı ve maçın ertelenmesi ile kanıtlanmış oldu. Spekülasyon çok. Her cenah kendi çıkar yargılarıyla değerlendiriyor meseleyi. Neler yaşandığını bilmeden, kimlerin ne kadar haklı olduğunu öğrenmeden, söylenecek her söz havada kalır. Fakat meseleye pozitif ayrımcılık yaparak, Türklük damarımızla bakınca, başka bir ülkede ülkemizin manevi değerlerinin korunması amacıyla, hem de maddi tazminat pahasına maça çıkmama yönünde alınan bu kararı isabetli buluyor ve TFF’nin baskısına rağmen kararında ısrarcı olan iki takımı da yürekten kutluyorum.
Bekliyoruz
Yahu! Bu finali 100. Yılın ruhuna uygun bir statta oynatsan ne kaybederdin? Mesela KURTULUŞUN ŞEHR-İ SAMSUN’da. Kader,karar vericilere bu fırsatı tekrar verdi. Işıkları yaktık. Bayrakları astık. Bekliyoruz”.
2024 Tüm İnsanlığa Hayırlar Getirsin İnşallah.
Hoşça Bakın Zatınıza