Yakup CEYLAN
Köşe Yazarı
Yakup CEYLAN
 

ÖNCE EKMEK, SONRA AHLAK

                             Bu sözü Bertolt Brecht söylemiş. ‘Aç İnsanın aklı hep karnındadır, gözü buzdolabından ayrılmaz.’ Ama aklındaki yiyeceği dolapta bulamıyor. Ülkemizde açlık ve yoksulluk günden güne derinleşiyor, bu yüzden ahlak kuralları da ortadan kalkıyor.  Açlığın, yoksulluğun derinleştiği ülkelerde insanların birinci önceliği karın doyurmak oluyor. Kazandığı paralarla bunu karşılayamıyorsa önce ucuz marketleri, sonra semt pazarlarında akşam üzeri atılan meyve, sebzeleri,  çöp kutularından torbaları boşaltarak yiyecek aramaya yöneliyor. Bu da olmuyorsa dilenme,  hırsızlık daha başka yollara başvuruyor insanlar. Sosyal Devlet yardımları nüfusun dörtte birine ulaşmış, emekli maaşı 10.000 TL ise ülke insanı yoksuldur. Hele, hele ülke gelirinin %40'nı nüfusun %1'i alıyorsa geriye kalan vatandaş açlık sınırının altında yaşıyor demektir.  Ebu Zer el-Gifarı “Geceyi aç geçirip de kılıcına davranmayanın aklından şüphe ederim.” Diyor. Aşık Mahzuni Şerif şiirinde ; ‘Yaşamaya geldim ben de dünyaya / Elimden, kolumdan bağlama beni /  Komşular gidiyor yıldıza, aya / Dağların başında eyleme beni / Körpecik aklını kandırma boşa / İnsanlar benzemez beyinsiz kuşa / Avareyim diye etme temaşa / Bir dilim ekmeğe bağlama beni /’ Yine başka bir şiirinde; ‘Milletin sırtından doyan doyana / Gönül bu oyuna nasıl dayanana / Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana / Bilmem söylesem mi, söylemesem mi /’diye dertleniyor.  İktidar halkın çektiği zorlukları gördüğü halde Adolf Hitler’in propaganda bakanı Joseph Goebbels’in sözlerini örnek alıyor sanki. ‘İnsanların beyin tembelliğini gördükçe her istediğimizi yapabiliriz.’ ‘Yalan söyleyin, mutlaka inanan çıkacaktır. Olmazsa yalana devam edin.’ ‘Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız, insanlar ona o kadar fazla inanırlar. ‘Her zaman etrafınızda bir yalaka ordusu bulundurun.’ Bu sözleri, yalanları seçim meydanlarında çok duyduk hala devam ediliyor. Halk kanıyor mu? Korkuyor mu? bilmiyorum. “Doğru şeyleri yanlış yolda aramak susadığında ekmek aramaya benzer.” Yanlış insanlarla, yalanlarla nereye kadar? Halbuki barışın bileşenleri EKMEK ve SEVGİDİR.  Ekmek verilmeden sevgi de, barış da, ahlak da kalmıyor. Hele adaletin olmadığı yerde ahlak da yok oluyor. Hiçbir mücadele ahlak esasına dayanmaz ise ilerleyemez.  Öyleyse önce ekmek için ÜRETİM ve ahlaklı çalışma. İşin olduğu yerde ekmek vardır. İşsizlerimize iş imkanları yaratalım. Ahlakın temeli özgürlüktür. Özgürlükler kısılarak güzel şeyler beklenemez. Özgürlükte ekmekten daha önemlidir. Eğer ülkemizde huzurlu ve mutlu yaşamak istiyorsak ahlak kurallarını yeniden yaşama geçirip, özgürce düşüncelerin açıklanmasına zemin hazırlanmalı, tüketim değil üretim için kolları sıvanmalıdır.  Nazım Hikmet; ‘Açlık ordusu yürüyor / Yürüyor ekmeksizleri ekmeğe doyurmak için / Hürriyetsizleri hürriyete doyurmak için açlık ordusu yürüyor./ BELEDİYE ÇALIŞMALARI Belediye başkanı SN. Murat GÜL’e öğretmen camiası olarak hayırlı olsun dileklerimizi iletmek, öğretmenevi sorununu dile getirmek için on beş güne yakındır randevu istemimize rağmen görüşme imkanı bulamadık. Öğretmenlerin ve halkımızın bazı sorunlarını yüz yüze iletmek isteğimiz yerini bulmadı. Bundan böyle istek ve dileklerimizi yazılı basınla iletmeye çalışacağız. Öğretmenevi sorunu ( eski öğretmenevinin öğretmenlere tahsisi), ara yolların temizliği, şehir turizmi için rehber ve tuvalet sorununun giderilmesi, ilçenin diğer ilçelerle bağlantı yolları, esnafın yol işgali ve temizliği, üniversite öğrencilerinin yurt sorunu, organize sanayi, mezar tahtası ihtiyacı, şehir içi trafiğinin düzenlenmesi ve park sorunu, halk ekmek ve kent lokantaları kurulması ile ilgili sorunların giderilmesini beklemekteyiz.  
Ekleme Tarihi: 24 Mayıs 2024 - Cuma
Yakup CEYLAN

ÖNCE EKMEK, SONRA AHLAK

                            

Bu sözü Bertolt Brecht söylemiş. ‘Aç İnsanın aklı hep karnındadır, gözü buzdolabından ayrılmaz.’ Ama aklındaki yiyeceği dolapta bulamıyor. Ülkemizde açlık ve yoksulluk günden güne derinleşiyor, bu yüzden ahlak kuralları da ortadan kalkıyor.

 Açlığın, yoksulluğun derinleştiği ülkelerde insanların birinci önceliği karın doyurmak oluyor. Kazandığı paralarla bunu karşılayamıyorsa önce ucuz marketleri, sonra semt pazarlarında akşam üzeri atılan meyve, sebzeleri,  çöp kutularından torbaları boşaltarak yiyecek aramaya yöneliyor. Bu da olmuyorsa dilenme,  hırsızlık daha başka yollara başvuruyor insanlar.

Sosyal Devlet yardımları nüfusun dörtte birine ulaşmış, emekli maaşı 10.000 TL ise ülke insanı yoksuldur. Hele, hele ülke gelirinin %40'nı nüfusun %1'i alıyorsa geriye kalan vatandaş açlık sınırının altında yaşıyor demektir.

 Ebu Zer el-Gifarı “Geceyi aç geçirip de kılıcına davranmayanın aklından şüphe ederim.” Diyor.

Aşık Mahzuni Şerif şiirinde ; ‘Yaşamaya geldim ben de dünyaya / Elimden, kolumdan bağlama beni /  Komşular gidiyor yıldıza, aya / Dağların başında eyleme beni / Körpecik aklını kandırma boşa / İnsanlar benzemez beyinsiz kuşa / Avareyim diye etme temaşa / Bir dilim ekmeğe bağlama beni /’

Yine başka bir şiirinde; ‘Milletin sırtından doyan doyana / Gönül bu oyuna nasıl dayanana / Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana / Bilmem söylesem mi, söylemesem mi /’diye dertleniyor.

 İktidar halkın çektiği zorlukları gördüğü halde Adolf Hitler’in propaganda bakanı Joseph Goebbels’in sözlerini örnek alıyor sanki.

‘İnsanların beyin tembelliğini gördükçe her istediğimizi yapabiliriz.’ ‘Yalan söyleyin, mutlaka inanan çıkacaktır. Olmazsa yalana devam edin.’ ‘Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız, insanlar ona o kadar fazla inanırlar. ‘Her zaman etrafınızda bir yalaka ordusu bulundurun.’ Bu sözleri, yalanları seçim meydanlarında çok duyduk hala devam ediliyor. Halk kanıyor mu? Korkuyor mu? bilmiyorum.

“Doğru şeyleri yanlış yolda aramak susadığında ekmek aramaya benzer.” Yanlış insanlarla, yalanlarla nereye kadar? Halbuki barışın bileşenleri EKMEK ve SEVGİDİR.  Ekmek verilmeden sevgi de, barış da, ahlak da kalmıyor. Hele adaletin olmadığı yerde ahlak da yok oluyor. Hiçbir mücadele ahlak esasına dayanmaz ise ilerleyemez.

 Öyleyse önce ekmek için ÜRETİM ve ahlaklı çalışma. İşin olduğu yerde ekmek vardır. İşsizlerimize iş imkanları yaratalım. Ahlakın temeli özgürlüktür. Özgürlükler kısılarak güzel şeyler beklenemez. Özgürlükte ekmekten daha önemlidir.

Eğer ülkemizde huzurlu ve mutlu yaşamak istiyorsak ahlak kurallarını yeniden yaşama geçirip, özgürce düşüncelerin açıklanmasına zemin hazırlanmalı, tüketim değil üretim için kolları sıvanmalıdır.

 Nazım Hikmet; ‘Açlık ordusu yürüyor / Yürüyor ekmeksizleri ekmeğe doyurmak için / Hürriyetsizleri hürriyete doyurmak için açlık ordusu yürüyor./

BELEDİYE ÇALIŞMALARI

Belediye başkanı SN. Murat GÜL’e öğretmen camiası olarak hayırlı olsun dileklerimizi iletmek, öğretmenevi sorununu dile getirmek için on beş güne yakındır randevu istemimize rağmen görüşme imkanı bulamadık.

Öğretmenlerin ve halkımızın bazı sorunlarını yüz yüze iletmek isteğimiz yerini bulmadı. Bundan böyle istek ve dileklerimizi yazılı basınla iletmeye çalışacağız.

Öğretmenevi sorunu ( eski öğretmenevinin öğretmenlere tahsisi), ara yolların temizliği, şehir turizmi için rehber ve tuvalet sorununun giderilmesi, ilçenin diğer ilçelerle bağlantı yolları, esnafın yol işgali ve temizliği, üniversite öğrencilerinin yurt sorunu, organize sanayi, mezar tahtası ihtiyacı, şehir içi trafiğinin düzenlenmesi ve park sorunu, halk ekmek ve kent lokantaları kurulması ile ilgili sorunların giderilmesini beklemekteyiz.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve vezirkopruozlem.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.