Diri fay haritaları, Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü (MTA) tarafından yayımlandı. Türkiye diri fay haritası listesine göre 5,5 ve üzerinden deprem üretebilecek 485 diri fay bulunuyor.
Peki, yenilenmiş diri fay haritasına göre Vezirköprü ve köyleri haritanın neresinde ve nasıl bir hat ile devam ediyor?
Ladik Gölünden başlayan, Hamamayağı,Yenice, Ağcamahmut, Köprübaşı, Tepeören, Bektaş, Boruk, Halilbaba, Karapınar, Kırma, Karapınar, Öğürlü, Alanşeyhi, Sarıdibek, Tahtaköprü, Karalargüney, Haneli, Kuzhayat, Kamil... olarak devam ediyor.
Anadolu Ajansı’nın 28 Kasım 1943’te aktardığına göre; “Deprem Samsun’da Vezirköprü ve Lâdik kazaları merkez ve köylerinde barınılacak sağlam bina bırakmamıştır. Lâdik Köy Enstitüsü’nün ancak iki binası içine girilebilecek vaziyettedir. Havza ile Lâdik arasındaki demiryolunun 30 kilometrelik kısmı bozulmuş ve raylar yamru yumru bir hale gelmiştir. Bundan başka Destek Boğazı’ndan Vezirköprü’ye kadar olan şose de tamamen harap olmuştur.”
Türkiye’de kaydedilen en şiddetli ve en büyük deprem 17 Ağustos 1968’de (şafak vakti) 8.0 şiddetinde olarak kayıtlara geçirilmiş...
Kuzey Anadolu Fay Hattının 600 km’lik bir bölümü tek kırılma ile batıda Bolu’dan en doğuda Erzincan’a kadar geniş çapta hasara ve 8.000 kişinin de hayatını kaybetmesine neden olan depremin merkez üssü ise Ladik Gölü’nün güney kıyısı olarak işaret edilmekte!
Vezirköprü olabilecek bir depremden en çok etkilenecek yerleşim yerlerinden birisi olduğu ortada. Eminim konunun muhataplarının içleri rahattır!..
Sivil Savunma Müdürlükleri neden kapatıldı?
Sivil Savunma Genel Müdürlüğü, 28 Şubat 1958 tarihinde İçişleri Bakanlığına bağlı olarak Sivil Savunma Teşkilatı adıyla kuruldu. İçişleri Bakanlığı’na bağlı olarak Sivil Savunma hizmetlerinin planlanması ve yürütülmesiyle görevliydi. Sonra ne oldu? Elli yıllık bir tecrübe ve hafıza, 29 Mayıs 2009’ da Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’na devredilmesiyle son buldu.
Sivil Savunma Genel Müdürlüğünün en önemli farkı: taşra teşkilatlarının olmasıydı. İlçe müdürlüklerinin çalışmalarını (kaymakamların kontrolünde olmak kaydıyla) titizlikle yürütmesi, deprem öncesi ve sonrası için gerekli tedbirleri alıyor olmasıydı. Sığınaklar, toplanma alanlarının belirlenmesi, tatbikatların yapılması, kamu çalışanlarının, sivillerin, görev ve sorumluluk alanlarının belirlenmesi, kamu ve özel sektöre ait her türlü vasıta, iş makineleri, tesisat, araç gereç, vb. tespit edilerek olabilecek bir afet için hazırlıklı olunmasıydı.
Dileğim, hiç bir afete maruz kalmadan, hayatın olağan akışı içerisinde yaşmaya devam etmemizdir...
Kaynak: MTA ve Boğazici Üniversitesi