Türkiye - Yunanistan Mübadelesi veya değişimi 30 Ocak 1923 tarihinde Lazon’da yapılan bir protokol ile gerçekleşmiştir.
Türkiye ve Yunanistan’ın kendi ülke yurttaşlarını din esaslı zorunlu göçe tabi tutmasına, bir başka deyişle, azınlıkların değiş tokuşuna verilen isimdir mübadele... Ve bu mübadeleye zorunlu tutulan kişilere de mübadil denmiştir.
Mübadele ile bir milyon iki yüz bin Ortodoks, Hiristiyan, Rum, Anadolu’dan Yunanistan’a, beş yüz bin Müslüman Türk de Yunanistan’dan Türkiye’ye göç etmek zorunda bırakılmıştır.
Değişimlerin büyük bir bölümü 1923 ve 1924 yıllarında gerçekleşmiş olsa da, geride kalan çok az mübadilin değişimi 1930 yılına kadar devam etmiştir.
Zorunlu göç: gerek Türkiye’nin gerekse Yunanistan’ın hem ekonomik, hem sosyal yaşamında büyük travmalara ve sıkıntılara yol açmıştır. Yirmi yıl süren bir süreç dahilinde...
Cumhuriyetimizin ilk yıllarında yaşanan; yoksulluğun ve hastalıkların çok yüksek, eğitimli, nitelikli iç gücünün ise son derece düşük olduğu dönemde, mübadillerin, tarım sektörüne kazandırdıkları; yeni ziraat sistemleri ile el sanatlarına olan katkıları ciddi birer değer olmuştur.
İki ülke arasında yaşanan ve zorunluluk sonucu ortaya çıkan bir durum olması sebebi ile mübadillere “MUHACİR” ya da “GÖÇMEN” denilmesi onları doğru tanımlamaz.
Cumhuriyetimizin 100.Yılını kutlarken, mübadelenin hüzünlü göç yollarında yitip giden canları, terk edilen yuvaları, yarım bırakılan aşkları, hayalleri ve düşleri 100.Yılında anmak için bu yazıyı kaleme aldım....
Mubadillerin ülkemize kattığı artı değerler için hepsine, ayrıca kendisi de bir mübadil olan, Selanik’ten başlayıp sonrasında Anadolu topraklarında zaferlerle son bulan, bizlere emperyalist güçlerden kurtarılmış bir VATAN ve CUMHURİYET gibi kıymetli bir yönetim sistemini mirası olarak bırakan, ümmet değil, millet olmayı, adam olmayı ve bu serüvenin baş kahramanı; Mustafa Kemal ATATÜRK’ü saygı, sevgi ve minnetle anıyorum. Eğer ki bu durumu özetleyecek bir başka cümle, sözcük varsa, onu da sizlere bırakıyorum...
Savaşlar kötüdür. Acıdır, göz yaşıdır. Savaşsız bir dünyada yaşamak tüm halkların, tüm canlıların en doğal hakkıdır. Barışın kıymetini bilerek, ona sahip çıkarak mutluluğu, umudu büyütmeliyiz...