Geçen hafta “Söz uçar, yazı kalır” başlıklı köşe yazımla ilgili çok sayıda takipçimden okurumdan geri bildirim aldım.
Okurlarım: ”Vezirköprü’de kimseye nasip olmayan, uzun bir süre belediye başkanlığı koltuğunda oturup, elle tutulur, gözle görülür hizmet yapmayan, bir kişinin tekrar o koltuğa talip olması “VEBALDEN” başka bir şey olamaz!..” diyorlar.
Eskiye itibar olsaydı bit pazarına nur yağardı. Bilim ve teknoloji çağı olan 21. Yüz yılda nüfus kağıdı eskimiş yöneticiler devri Vezirköprü’de son yıllarda kapanma yönünde yol aldı.
Bölgemizdeki komşu ilçeler; baş döndürücü bir şekilde altın çağlarını yaşarken, bizim yerel yöneticilerimiz ise fotoğrafı okuyamayıp uzun süre gelişmelere bakmakla yetindiler.
Her dönem yaşanan siyasi kısır çekişmeler beraberinde dışarıdan görünen fotoğraf karesindeki dağınıklıklar Vezirköprü’nün işini daha da zorlaştırıyor.
Vezirköprü için bu günler daha iyi günler köylerde yaşayanların ortalama yaşı 55 önlem alınmaz ise bu günleri arıyor olacağız.
Vezirköprü’de farklı alanlarda güzel gelişmeler olsa da istihdam ve iş sahalarının olmayışı yüzünden kırsal mahallelerde genç nüfusun kalmayışı gelecek adına endişe verici.
Vezirköprü’de 24 bin öğrenci ile eğitim ve öğretime başladığımız yıllardan bugün ise 16 binlere düşmesi her şeyi çıplaklığıyla anlatmaya yetiyor.
Amasya ilinin öğrenci sayısından fazla öğrencimizin olduğu yıllardan şimdi nerelere geldik. Çok ciddi bir şekilde kan kaybımız var.
Düğün davetiyesi bastırmaya gelen gençlerle sohbet etmek için sürekli fırsat kollamaya çalışıyorum. Evlenecek her on, genç çiftten altısı “düğün sonrası; doğduğumuz, büyüdüğümüz Vezirköprü’den gideceğiz.” demelerine üzülmemek mümkün mü?
Gençlere yöneltilen neden gideceksiniz, sorusunun cevabı çok açık net: “İş yok! Tarımda yaşanan sıkıntılar ortada…
Bize fazla bir seçenek kalmıyor Ya inşaata gideceğiz, yada fabrikalara gireceğiz, inşaat işinde de uzun süre çalışamayacağımıza göre istikamet Tekirdağ ilinin ilçeleri” diyorlar.
“10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” kutlaması nedeniyle ziyaretimize gelen Kapaklı Mahallesi Muhtarı Süleyman Sarıdağ: “90 Hanenin yaşadığı köyümüzde cenaze olduğunda, mezar kazmaya genç yok! Köyümüzün en gençleri muhtarı ile imamı.” diyor.
Umutsuz olmayalım diyeceğim, geleceğimizin teminatı olan gençlerimiz giderken, “Gitme!” diyecek bir argüman bulamamakta - HEPİMİZİN VEBALİ - olduğunu kabul ettiğimiz ve herkes sorunun çözümü noktasında taşın altına elini koyduğu gün, umudun yeşerdiği gün olacaktır.