Cumhurbaşkanlığı yarışında Recep Tayyip ERDOĞAN, Kemal KILIÇDAROĞLU, Muharrem İNCE ve Sinan OĞAN olmak üzere 4 aday yarışacak.
Milletvekillerinin seçim öncesi seçmenlere gösterdikleri sabrı, ilgiyi ve geri dönüşümü seçildikten sonra göstermeyenler için oyunuzun hesabını sorun.
600 milletvekilinin seçileceği milletvekili seçimlerinde Samsun’a 9 milletvekili düşüyor. Kurtuluş Savaşı’nın meşalesinin yakıldığı Atatürk şehri Samsun’u temsil edecek çalışkan, başarılı ve Türkiye gündeminde olacak milletvekillerinin seçilmesi hepimizin arzusu.
Seçimlerin takvim süreci böyle olurken, dikkat etmemiz gereken en önemli husus ise kırmadan, dökmeden, saygı, sevgi, hoşgörü ve empati içinde SEÇMEK ve SEÇİLMEK olmalıdır.
Seçim sürecinde herkes demokratik olgunluk çerçevesinde, toplumsal barışı ve huzuru koruma konusunda sağduyulu davranış içinde olmalıdır.
Sosyal medyada yapılan paylaşımlardaki ağır ithamlar SANKİ bir daha kimse kimsenin yüzüne bakmayacak şeklindeki davranışların kimseye faydası olmadığı gibi fazlasıyla zararı olduğunu bilmekte yarar var.
Demokratik bir seçimin kuralları çerçevesinde değil de, NEDEN bu kadar birbirimize kin, nefret ve husumet besliyoruz?
Keşke seçmenler olarak yaşadığımız sorunlar, alamadığımız hizmetlerin ortak paydasında buluşup demokratik yollarla SOSYAL MEDYADA dile getirebilme yönünde mahir olabilsek.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde hiçbir zaman yan yana gelmediklerini iddia eden farklı farklı partilerin milletvekillerinin kol kola dolaştıklarını, aynı mekânda kahve içtiklerini, yemek yediklerini biliyoruz.
Biz seçenler ASİL seçilenler ise VEKİL. Seçtiğimiz ve seçeceğimiz vekillerin ASİLLERİ üzmeye ve umutsuzluğa sevk etmeye hakları var mı?
Televizyon ekranlarındaki siyasetçilerin SİYASİ ve POLİTİK tiyatrolara inanıp mutlu ve acı günlerimizi paylaştığımız ve her an yanımızda olan dostlarımızı kırmayalım.
Demokrasinin en güzel paydaşlarından biri de seçimlerdir. Seçimler olmamış olsa seçilenler seçenlere bu kadar kıymet verir mi?
Seçilenlerin, seçimlerden sonra seçenleri unuttuklarını bildiğimiz halde, seçmen seçimler öncesi kıymetli olduğu süreci iyi değerlendirmeleri gerekmez mi?
14 Mayıs her şeyin sonu değil! 15 Mayıs’ta da hepimiz yine aynı gök kubbe altında birlikte yaşayacağız. Kaybedenler kazananları tebrik edip demokratik olgunluk içinde liderlerin topluma birleştirici mesajlar vermeleri çok mu zor?
Önceki seçimlerde olduğu gibi bu seçimler de her şeyin sonu değil. Yine aynı sokakta, aynı caddede, aynı mahallede ve aynı ilçede birlikte mutluluğumuzu ve acımızı paylaşarak yaşacağız.
Herkes birbirine demokratik olgunluğu göstermeyi başardığında sorunsuz bir seçim sürecini hep birlikte tamamlarız.