Yıllar sonrasına yazıyorum bu mektupları,
Bir gün şiir diye okuyacak insanlar.
"Ne şanslı kadınmış!" diyecekler
Sana yazdığımı bilmeden.
Sen ise saçlarına ak düşmüş,
Titreyen ellerinde tükenmek üzere zaman;
Gün batımını izleyeceksin yorgun gözlerle.
Eski gazetelerde solmuş resimler gibi
Siyah beyaz bir şair düşecek aklına.
Yıkılacak gönül kalen, enkaza dönecek ruhun;
Raflardan tozlu bir kitap indireceksin dizlerine
Ve o ilk şiiri açacaksın ağlayarak.
Gözyaşlarını dökeceksin mısralarına,
Sustuğun günlere lanet ederek.
Okudukça o geçecek aklından,
Dudakların titreyecek, kalbin delirecek.
Duyduğun her seste o,
Baktığın yerlerde yüzü belirecek.
Gökyüzünden bir yıldız kayacak göz göre göre,
Geceyi ortadan ikiye yaracak huzmesi
Ve susacak gece kuşları, susacak kâinat.
Ne köpeklerin uluma ritüeli
Ne kaldırımlar yangın yeri;
Sokaklarda derin bir sessizlik,
Gece boyu bir tek sen uykusuz, bir tek sen yaslı…
O yıllanmış numarayı çevirince anlayacaksın,
Şairin ne sureti kalmış ne aslı.
Ve şafak vakti bir kuş konacak pencerene
Kanadında yarım kalmış bir şiirle;
Ahval sorma, al içeri.
Anla ki o son mektuptur,
Anla ki şair ölmüştür.
Aydın YÜKSEL-ANKARA