Dicle'nin suları bulandığı gün
Bigâne durursan Şam düşer oğul
Azem'de Haçlılar dolandığı gün
Ankara'ya mutlak gam düşer oğul.
Kenan'da mazlumun kanı dökülür
Mescidi Aksa'nın boynu bükülür
Mezar taşlarından mührün sökülür
Elinden bin yıllık nam düşer oğul.
Dermanı biterse Türk'ün kolunun
Hatay'ın, İzmir'in Muş'un Bolu'nun
Direği çatırdar Anadolu'nun
Üzerimizdeki dam düşer oğul.
Tutuşurda birgün gaflet çırası
Bizlere gelirse yangın sırası
Kül olur doğuyla batı arası
Dağda meşe, kayın çam düşer oğul.
Yeşili mavisi moru sarısı
Koyunu kuzusu kuşu arısı
Geriye kalacak sanma yarısı
Türk, Kürt, Laz düşerse tam düşer oğul.
Vuruşmak sırt sırta el ele olur
Yeise düşersen velvele olur
Musl'da Kerkük'te zelzele olur
Sanmaki sadece cam düşer oğul.
Yeter kalk ayağa mühlet bitmekte
Şu kör karanlığa restini çekte
Süheyla yıldızlar sallansın gökte
Yoksa ay geceye ham düşer oğul.
Aydın YÜKSEL-ANKARA

