Muhterem Özlem Okuyucuları
Bir insanın ölümü çokça hatırlamasının hikmeti. Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Her canlı, ölümü tadar. Bir deneme olarak sizi hayırla da, şerle de imtihan ederiz. Ve siz, ancak bize döndürüleceksiniz.” (Enbiyâ,35)
Resûlullah (s.a.s.) buyurdular: “Zevkleri bıçak gibi keseni (ölümü) çok hatırlayın!” Ölümü hatırlayın. Hz. Ömer’in oğlu ve Efendimiz’in (s.a.s.) duygulu sahâbîsi Abdullah İbni Ömer diyor ki: Bir gün Resûl-i Ekrem’in yanında bulunuyordum. Ensardan bir adam gelip selâm verdikten sonra. Yâ Resûlallah! Hangi mü’min daha fazîletlidir? diye sordu. Resûl-i Ekrem (s.a.s.) de: “Ahlâkı en iyi olan mü’min” diye cevap verdi. O zât yine,Yâ Rasûlallah! Hangi mü’min daha zekidir? diye sorunca: “Ölümü en çok hatırlayıp ölümden sonrası için en iyi hazırlık yapanlar zeki adamlardır”
Ölüm düşüncesi, insanın dünyaya büsbütün bağlanmasına ve âhireti unutmasına engel olur. Ölümü hatırlayan insan, servetini Allah’ın rızâsına uygun yerlere harcar. Hatta bu düşünce, parasını hiçbir yere harcamayan cimrileri uyarır, onları kendilerine getirir. Dünyaya sırt çevirmek demek, dünyanın câzibesine kapılıp ona kul, köle olmamak demektir. Dünyaya sırt çeviren kimse, onun insanı baştan çıkaran oyunlarına gelmemiş olur. Demek ki kötü olan dünya değildir. Kötü olan, insanın Allah’a boyun eğmesine engel teşkil eden dünyevî arzu ve isteklerdir. Bu arzu ve istekleri frenleyen, onları törpüleyip faydalı hale getiren duygu ise, Efendimiz’in tavsiye buyurduğu gibi ölümü sık sık hatırlamaktır.
Cenabı Hak ölümü çok hatırlayan ve ölümden çok korkan kullarından eylesin.