Yakup CEYLAN
Köşe Yazarı
Yakup CEYLAN
 

HALKIN HALİ (SOĞANI SOYMADAN YAŞARIYOR GÖZLER)

Aşık Mahzuni Şerif “Ağlasam mı” şiirinde;   Millet sırtından doyan doyana Gönül bu oyuna nasıl dayana? Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana, Bilmem söylesem mi, söylemesem mi? Mahzuni Şerif’im dindir acına, Bazı acılardan al ilacını Pir sultanlar gibi dar ağacını Bilmem boylasam mı, boylamasam mı?”   Yine aşık Mahzuni Şerif “Bizimdir” şiirinde;   “Soyulmadık bir derimiz kalmıştı. Soyun baba soyun meydan sizindir Hiçbir canlı kardeşine kıyamaz Yiyin baba yiyin meydan sizindir! Şimdi sizin ama sonra bizimdir Kardeşlik bizimdir, Barış bizimdir Toprağa karışmış fakirin teri Ağlamak bilir mi beylerin dili Size beyefendi bize serseri Meydan sizin ama insanlık bizimdir.”   Mart ayından beri kuru soğan 30 TL, sivri biber 50 TL, et 320 TL, kiraz ve çilek 40 TL olmuş her şey tane ile alınırken bu siyasiler halka neler anlattılar neler...   Halkın geçim sıkıntısı yokmuş gibi seccadeden, milletvekili sıralarından, yaptıkları yollardan, hastanelerden...   Yıkılanlardan, işsizlikten, yoksulluktan, barksızlıktan halkın dertlerini nasıl çözeceklerini kimseye anlatamadılar.   Hastaneler malzemesiz; kan bulunamayışından ameliyatlar erteleniyor, halk muayene sırası alamıyor, rant için birçok hastane kapatılıyor, yıkılıyor.   Yediler yediler doymadılar. Yaptıkları yolsuzluklara karşı kendilerini korumak için milletvekili oldular. Sürekli kanun değiştirdiler. Bilmiyorlar ki “kanunların sayısı ne kadar fazla ise yolsuzluk o kadar fazla olur.” Halbuki bunların ana temeli sistemdir. Sistemi değiştirmeden bu kötülüklerin önüne geçilmez. “Gücün tepede yoğunlaştığı bir sistemde, tepede yolsuzluk eğilimi kaçınılmaz bir şeydir.” Dünyayı haksızlık yönetiyorsa, Adalet sözde kalıyor.   İnsan olabilmek için dünyadaki haklarımızı istemek zorundayız. Bu toplantılarla, mitinglerle, grevlerle, toplu sözleşmelerle, birlikte hareket ederek elde edilecektir. “Haklıların mahkum edildiği bir ülkede, bütün doğruların yeri cezaevidir.”   Artık haklılar hakkını, suçlular cezasını alsın. Yeter diyoruz. Haklı olanlar ergeç Muzaffer olacaklardır.   Depremlerde gördük o kadar zengin olanların bir gün sonra bir lokma yiyeceğe, bir hırkaya ihtiyaçları olduğunu. Yöneticileri zengin olan milletler fakirleşirken, yöneticileri fakir olanlar zenginleşmektedir. Çünkü onlar kul hakkını bilir, sadece kendi cebini düşünmez. Fakire Allah versin diyen zengin, peki sana kim veriyor? Sorusu sorulur.   “Hukukun buyrukları şunlardır: dürüst yaşamak, başkasını zarara uğratmamak, herkesin hakkını vermek.”   Adalet herkes için eşit olmalıdır. Hayat o zaman yaşamaya değer olacaktır.   Halk değer görmek, emeğinin karşılığını almak istiyor!
Ekleme Tarihi: 09 Haziran 2023 - Cuma
Yakup CEYLAN

HALKIN HALİ (SOĞANI SOYMADAN YAŞARIYOR GÖZLER)

Aşık Mahzuni Şerif “Ağlasam mı” şiirinde;

 

Millet sırtından doyan doyana

Gönül bu oyuna nasıl dayana?

Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana,

Bilmem söylesem mi, söylemesem mi?

Mahzuni Şerif’im dindir acına,

Bazı acılardan al ilacını

Pir sultanlar gibi dar ağacını

Bilmem boylasam mı, boylamasam mı?”

 

Yine aşık Mahzuni Şerif “Bizimdir” şiirinde;

 

“Soyulmadık bir derimiz kalmıştı.

Soyun baba soyun meydan sizindir

Hiçbir canlı kardeşine kıyamaz

Yiyin baba yiyin meydan sizindir!

Şimdi sizin ama sonra bizimdir

Kardeşlik bizimdir, Barış bizimdir

Toprağa karışmış fakirin teri

Ağlamak bilir mi beylerin dili

Size beyefendi bize serseri

Meydan sizin ama insanlık bizimdir.”

 

Mart ayından beri kuru soğan 30 TL, sivri biber 50 TL, et 320 TL, kiraz ve çilek 40 TL olmuş her şey tane ile alınırken bu siyasiler halka neler anlattılar neler...

 

Halkın geçim sıkıntısı yokmuş gibi seccadeden, milletvekili sıralarından, yaptıkları yollardan, hastanelerden...

 

Yıkılanlardan, işsizlikten, yoksulluktan, barksızlıktan halkın dertlerini nasıl çözeceklerini kimseye anlatamadılar.

 

Hastaneler malzemesiz; kan bulunamayışından ameliyatlar erteleniyor, halk muayene sırası alamıyor, rant için birçok hastane kapatılıyor, yıkılıyor.

 

Yediler yediler doymadılar. Yaptıkları yolsuzluklara karşı kendilerini korumak için milletvekili oldular. Sürekli kanun değiştirdiler. Bilmiyorlar ki “kanunların sayısı ne kadar fazla ise yolsuzluk o kadar fazla olur.” Halbuki bunların ana temeli sistemdir. Sistemi değiştirmeden bu kötülüklerin önüne geçilmez. “Gücün tepede yoğunlaştığı bir sistemde, tepede yolsuzluk eğilimi kaçınılmaz bir şeydir.” Dünyayı haksızlık yönetiyorsa, Adalet sözde kalıyor.

 

İnsan olabilmek için dünyadaki haklarımızı istemek zorundayız. Bu toplantılarla, mitinglerle, grevlerle, toplu sözleşmelerle, birlikte hareket ederek elde edilecektir. “Haklıların mahkum edildiği bir ülkede, bütün doğruların yeri cezaevidir.”

 

Artık haklılar hakkını, suçlular cezasını alsın. Yeter diyoruz. Haklı olanlar ergeç Muzaffer olacaklardır.

 

Depremlerde gördük o kadar zengin olanların bir gün sonra bir lokma yiyeceğe, bir hırkaya ihtiyaçları olduğunu. Yöneticileri zengin olan milletler fakirleşirken, yöneticileri fakir olanlar zenginleşmektedir. Çünkü onlar kul hakkını bilir, sadece kendi cebini düşünmez. Fakire Allah versin diyen zengin, peki sana kim veriyor? Sorusu sorulur.

 

“Hukukun buyrukları şunlardır: dürüst yaşamak, başkasını zarara uğratmamak, herkesin hakkını vermek.”

 

Adalet herkes için eşit olmalıdır. Hayat o zaman yaşamaya değer olacaktır.

 

Halk değer görmek, emeğinin karşılığını almak istiyor!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve vezirkopruozlem.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.