AKP seçim döneminde ‘Unutma ve vazgeçme’ diye reklamlar yayınladı.
Unutma diye mahalle dostluklarını, geçmişte yaptığı işleri “Yokluk, yolsuzluk, yasakları, paradan sıfırların atılışını, enflasyonun düşürülüşünü, bir gün prim ödeyenin bankalar kanalıyla emekli edilişini vb.” vazgeçme diyerek sadık ol, sadakat göster, sakın bizi bırakma diyordu.
Son yıllarda başımıza gelenleri unutmayacağız. (Özgürlüklerin elimizden alınışını, gazetecilerin cezaevine gönderilişini, hakaret davaları ile suçsuz binlerce kişinin cezalandırılışını, soğan, patates depolarını basılışını, akaryakıta yapılan zamları, soğanın 30 TL oluşunu, evlerin bir gecede iki üç milyon zamlanışını, Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıları, söylenen yalanları, dinin siyasete alet edilişini, bayramların çeşitli bahanelerle yasaklanışını vb.) unutmadık.
Hele hele depremde Kızılay’ın kan, çadır satışını, depremzedelere gönderilen yardımların AKP yandaşlarına seçim yardımı olarak dağıtışını, yabancılara satılan topraklarımızı ve evleri, bir kişinin 5 yerden maaş alışını, yapılan devlet garantili yolları, köprüleri, hastaneleri, havaalanlarını unutmadık.
VAZGEÇMEYECEKLERİMİZ DE ÇOK!
Vatanımızdan, bayrağımızdan, cumhuriyetimizden, adaletten, özgürlüklerimizden, eğitim hakkımızdan, emeğimizin karşılığını almaktan, laiklikten, liyakatten, toplu sözleşme haklarımızdan, eşitlikten, İstanbul Sözleşmesinden, 6284 sayılı yasadan vb. vazgeçmeyeceğiz.
Bunları kaybetmenin, bunları yaşamanın acılarını insanlarımız çok çekti. Hele hele yaftalanmaktan (PKK, FETÖ vb.) mesleklerinden olan, sürülen insanlar haklarını almaktan vazgeçmeyecek. Sevmekten, yardımlaşmaktan asla...
“Başarı çoğunlukla ötekiler pes ettikten sonra ipe asılıyor olmaktır.” Başarılı olmaktan vazgeçmeyeceğiz. Hayatta ne istediğimizi bilip onları alıncaya kadar devam edeceğiz. Vazgeçenler kaybedenlerdir. İnsan olma niteliğinden, insan haklarından, özgürlüklerimizden, hayallerinizden vazgeçmeyeceğiz.
Mevlana; “Asla ümidini kaybetme. Belki de elindeki son anahtar kilidi açacaktır.” der.
İnsanlığa yapılan bu kadar kötülükleri unutmadık ama hatırlatmakta istemiyorum. Gelişinizi unutmadığım gibi gidişinizi de unutmayacağım.
“İnsan; geçmişin hasretçisi, geleceğin özlemcisi, yaşadığı anın şikayetçisidir.”
“Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri” sözünün anlamını da hep hatırlayacağız...