Heyecanla beklenen yarıyıl tatili sonunda geldi. Bazı çocuklar bugün karneleriyle çok mutlu hissedip gururlanırken, bazı çocuklar da karneleri yüzünden kendilerini kötü hissedip üzülebilirler. Aileler de bu durumdan çocuklar kadar etkilenip, kaygılanmaktadırlar.Aslında çocuğun dönem içindeki durumunun değerlendirmesini yapmak ve bir yol haritası çizmek amacıyla bakılması gereken karneler maalesef ki çocukların başarısızlığı kendilerine ve kişiliklerine atfetmelerine sebep olabiliyor. Bu noktada çocuklara karşı doğru yaklaşım ve tutumlar oldukça önem taşıyor.
Karne, öğrenme süreçleriyle ilgili bir geri bildirimdir. Çocuğun kişilik özelliğinin, zihinsel kapasitesinin, yeteneklerinin tek başına göstergesi değildir. Alınan karne çocuğa ve ailesine, çocuğun yeterli olduğu ya da desteklenmesi gereken alanlar konusunda fikir verir. Karneyi sadece çocuğun başarısızlığı ya da başarısı olarak görmemeliyiz.
Karne, çocukların sadece ders başarısını gösteren bir belge değildir. Karnede çocukların sosyal ilişkileri, öğretmenleri ile ilişkileri, ilgi alanları, sevdiği ya da sevmediği şeyler, okula devamlılıkları hakkında da bilgiler bulunmaktadır. Çocuk hakkında net bir bilgiye ulaşmak için karneyi tümüyle değerlendirmek ve sadece notlara odaklanmamak gerekir.
Kötü karneye sert tepki göstermek, diğer insanların yanında alay edip aşağılamak onu okuldan soğutabilir. Bu yaklaşım tarzı çocuğunuzla ilişkiniz için hiç de iyi olmaz. Onay, sevgi ve değer beklediği kişiler olarak, onu aşağılar, değersiz, işe yaramaz olduğunu hissettirirseniz size olan güvenini yitirebilir ve bu güvenememe hali çocukta kaygıya, öfkeye, kırılmışlığa yol açar. Bu duygular çocuğun yaşamında birçok şeyi olumsuz etkileyebilir. Özellikle 12-13 yaşlarında çocuklar için ailenin ve çevrenin onayını almak özgüven gelişimi için çok önemlidir. Bu nedenle karneler değerlendirilirken teşvik edici ifadeler kullanılmalıdır.
ÇOCUĞA NASIL YAKLAŞILMALI?
• İyi notlar göz ardı edilmemeli ve yalnızca kötü notlar değerlendirilmemelidir.
• Her çocuğu tek ve biricik olduğu unutulmamalı ve çocuğun karnesi kardeşlerinin, arkadaşlarının ya da ailedeki diğer çocukların karneleriyle asla kıyaslanmamalıdır.
• Şiddetten uzak durulmalıdır.
• Eleştiren, aşağılayan, küçük düşürücü ifadeler kullanılmamalıdır.
• Karnesinden dolayı çocuk suçlanmamalı ve cezalandırılmamalıdır. Çocuğu suçlamak ya da aşağılamak aileler tarafından kısa vadede çocuğun motivasyonunu yükseltme amacına yönelik başvurulacak tek yol gibi görünse de uzun vadede çocuğun benlik saygısının azalmasına, kendisini değersiz görmesine ve motivasyonun düşmesine neden olacaktır.
• Karnesi iyi de olsa kötü de olsa eve karnesiyle gelen çocuğa verilen değer ve sevgi hissettirilmelidir. Her zaman her koşulda sevildiğini, değer verildiğini ve kabul edildiğini hisseden çocuğun benlik saygısı ve özgüveni de artacaktır.
• Çocukların öncelikle iyi notları övülmeli ve takdir edilmelidir. Sonrasında düşük notlar, düşük notların nedenleri ve bu konuda neler yapılabileceği çocukla birlikte değerlendirilmelidir. Örneğin, “bu dersindeki eksiklerinle ilgili önümüzdeki dönem neler yapabilirsin?” gibi.
• Çocuğun karnesiyle ilgili hissettiklerini dile getirmesi sağlanmalı ve çocuğun dile getirdiği hisleri dikkatle dinlenmelidir.
• Her çocuğun farklı alanlarda başarılı olabileceği unutulmamalı ve başarılı olduğu alanlar pekiştirilmelidir.
• Çocuğun kapasite ve yeteneklerinin farkında olunmalı, çocuğun kapasite ve yeteneklerine uygun hedef ve beklentilerde bulunulmalıdır.
• Karnedeki notlar kişilik özelliklerinden bağımsız değerlendirilmelidir. Alınan kötü notun çocuğunuzun “başarısız ya da tembel” olduğunu değil o derse dair bir takım eksikliklerinin olduğunu gösterdiği unutulmamalıdır. “Sen tembel bir çocuksun.” yerine “Bu derse yeterince çalışmadığını düşünüyorum.” gibi ifadeler kullanmaya dikkat edilmelidir.
• Karne bir rehber olarak görülmeli ve bu şekilde çocuğun geliştirilmesi gereken alanları tespit edilmeli ve çocuk bu konuda desteklenmelidir.
• Bazı çocuklar çalışmasına ve çaba göstermesine rağmen karnedeki notları düşük olmaktadır. Böyle bir durumda öncelikle çocuğun çabası ödüllendirilmesi ve desteklenmeli sonrasında ise kötü notların altında yatan sebep (çocuk kaynaklı öğretmen kaynaklı, aile kaynaklı sebepler vs.) araştırılmalıdır. Sonuca ulaşabilmek için sorunun sebebinin tespit edilmesi ve ortadan kaldırılması gerektiği unutulmamalıdır.
• Tatil süresinin her şeyden önce eğlenmek ve dinlenmek ihtiyacını karşılaması gerektiği unutulmamalıdır.
• Ders tekrar ya da telafilerine tatilin bitmesine yakın bir zamanda başlanması gerekmektedir. Bu tekrar ve telafi süreleri abartıya kaçmayacak sürede çocuğun gelişimine uygun olarak belirlenmelidir.
Tüm öğretmenlerimize, öğrencilerimize ve ailerimize iyi tatiller dileriz.
Anasayfa
Yazarlar
Hanife AYGÜN Klinik Psikolog
Yazı Detayı
Bu yazı 1045+ kez okundu.
KARNE PSİKOLOJİSİ
Heyecanla beklenen yarıyıl tatili sonunda geldi. Bazı çocuklar bugün karneleriyle çok mutlu hissedip gururlanırken, bazı çocuklar da karneleri yüzünden kendilerini kötü hissedip üzülebilirler. Aileler de bu durumdan çocuklar kadar etkilenip, kaygılanmaktadırlar.Aslında çocuğun dönem içindeki durumunun değerlendirmesini yapmak ve bir yol haritası çizmek amacıyla bakılması gereken karneler maalesef ki çocukların başarısızlığı kendilerine ve kişiliklerine atfetmelerine sebep olabiliyor. Bu noktada çocuklara karşı doğru yaklaşım ve tutumlar oldukça önem taşıyor.
Karne, öğrenme süreçleriyle ilgili bir geri bildirimdir. Çocuğun kişilik özelliğinin, zihinsel kapasitesinin, yeteneklerinin tek başına göstergesi değildir. Alınan karne çocuğa ve ailesine, çocuğun yeterli olduğu ya da desteklenmesi gereken alanlar konusunda fikir verir. Karneyi sadece çocuğun başarısızlığı ya da başarısı olarak görmemeliyiz.
Karne, çocukların sadece ders başarısını gösteren bir belge değildir. Karnede çocukların sosyal ilişkileri, öğretmenleri ile ilişkileri, ilgi alanları, sevdiği ya da sevmediği şeyler, okula devamlılıkları hakkında da bilgiler bulunmaktadır. Çocuk hakkında net bir bilgiye ulaşmak için karneyi tümüyle değerlendirmek ve sadece notlara odaklanmamak gerekir.
Kötü karneye sert tepki göstermek, diğer insanların yanında alay edip aşağılamak onu okuldan soğutabilir. Bu yaklaşım tarzı çocuğunuzla ilişkiniz için hiç de iyi olmaz. Onay, sevgi ve değer beklediği kişiler olarak, onu aşağılar, değersiz, işe yaramaz olduğunu hissettirirseniz size olan güvenini yitirebilir ve bu güvenememe hali çocukta kaygıya, öfkeye, kırılmışlığa yol açar. Bu duygular çocuğun yaşamında birçok şeyi olumsuz etkileyebilir. Özellikle 12-13 yaşlarında çocuklar için ailenin ve çevrenin onayını almak özgüven gelişimi için çok önemlidir. Bu nedenle karneler değerlendirilirken teşvik edici ifadeler kullanılmalıdır.
ÇOCUĞA NASIL YAKLAŞILMALI?
• İyi notlar göz ardı edilmemeli ve yalnızca kötü notlar değerlendirilmemelidir.
• Her çocuğu tek ve biricik olduğu unutulmamalı ve çocuğun karnesi kardeşlerinin, arkadaşlarının ya da ailedeki diğer çocukların karneleriyle asla kıyaslanmamalıdır.
• Şiddetten uzak durulmalıdır.
• Eleştiren, aşağılayan, küçük düşürücü ifadeler kullanılmamalıdır.
• Karnesinden dolayı çocuk suçlanmamalı ve cezalandırılmamalıdır. Çocuğu suçlamak ya da aşağılamak aileler tarafından kısa vadede çocuğun motivasyonunu yükseltme amacına yönelik başvurulacak tek yol gibi görünse de uzun vadede çocuğun benlik saygısının azalmasına, kendisini değersiz görmesine ve motivasyonun düşmesine neden olacaktır.
• Karnesi iyi de olsa kötü de olsa eve karnesiyle gelen çocuğa verilen değer ve sevgi hissettirilmelidir. Her zaman her koşulda sevildiğini, değer verildiğini ve kabul edildiğini hisseden çocuğun benlik saygısı ve özgüveni de artacaktır.
• Çocukların öncelikle iyi notları övülmeli ve takdir edilmelidir. Sonrasında düşük notlar, düşük notların nedenleri ve bu konuda neler yapılabileceği çocukla birlikte değerlendirilmelidir. Örneğin, “bu dersindeki eksiklerinle ilgili önümüzdeki dönem neler yapabilirsin?” gibi.
• Çocuğun karnesiyle ilgili hissettiklerini dile getirmesi sağlanmalı ve çocuğun dile getirdiği hisleri dikkatle dinlenmelidir.
• Her çocuğun farklı alanlarda başarılı olabileceği unutulmamalı ve başarılı olduğu alanlar pekiştirilmelidir.
• Çocuğun kapasite ve yeteneklerinin farkında olunmalı, çocuğun kapasite ve yeteneklerine uygun hedef ve beklentilerde bulunulmalıdır.
• Karnedeki notlar kişilik özelliklerinden bağımsız değerlendirilmelidir. Alınan kötü notun çocuğunuzun “başarısız ya da tembel” olduğunu değil o derse dair bir takım eksikliklerinin olduğunu gösterdiği unutulmamalıdır. “Sen tembel bir çocuksun.” yerine “Bu derse yeterince çalışmadığını düşünüyorum.” gibi ifadeler kullanmaya dikkat edilmelidir.
• Karne bir rehber olarak görülmeli ve bu şekilde çocuğun geliştirilmesi gereken alanları tespit edilmeli ve çocuk bu konuda desteklenmelidir.
• Bazı çocuklar çalışmasına ve çaba göstermesine rağmen karnedeki notları düşük olmaktadır. Böyle bir durumda öncelikle çocuğun çabası ödüllendirilmesi ve desteklenmeli sonrasında ise kötü notların altında yatan sebep (çocuk kaynaklı öğretmen kaynaklı, aile kaynaklı sebepler vs.) araştırılmalıdır. Sonuca ulaşabilmek için sorunun sebebinin tespit edilmesi ve ortadan kaldırılması gerektiği unutulmamalıdır.
• Tatil süresinin her şeyden önce eğlenmek ve dinlenmek ihtiyacını karşılaması gerektiği unutulmamalıdır.
• Ders tekrar ya da telafilerine tatilin bitmesine yakın bir zamanda başlanması gerekmektedir. Bu tekrar ve telafi süreleri abartıya kaçmayacak sürede çocuğun gelişimine uygun olarak belirlenmelidir.
Tüm öğretmenlerimize, öğrencilerimize ve ailerimize iyi tatiller dileriz.
Ekleme
Tarihi: 19 Ocak 2024 - Cuma
KARNE PSİKOLOJİSİ
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(2)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.
Mert ADAM
(25.01.2024 10:20 -
#341)
İnsanoğlu beşikten mezara kadar öğrenci olduğu için KARİNE sadece öğrencilere değil yetişkinlere de verilse iyi olur aslında KARİNE sadece bir kişinin dudakları arasından kararla değil en az 3 kişi ve tarafsız kurul tarafından verilmeli her toplumda iş yapan, çalışan, okuyan ve kısaca toplumu oluşturan her bir bireye verilmelidir. Uzun lafın kısası siyaset okulu olmadığı için siyasetle uğraşacak herkes bilmeli ki bana da bundan sonra bir KARİNE verilecek diye ona göre davranır en azından bir sorumluk duygusu ve belgesi olur.
Mert ADAM
(25.01.2024 10:20 -
#342)
İnsanoğlu beşikten mezara kadar öğrenci olduğu için KARİNE sadece öğrencilere değil yetişkinlere de verilse iyi olur aslında KARİNE sadece bir kişinin dudakları arasından kararla değil en az 3 kişi ve tarafsız kurul tarafından verilmeli her toplumda iş yapan, çalışan, okuyan ve kısaca toplumu oluşturan her bir bireye verilmelidir. Uzun lafın kısası siyaset okulu olmadığı için siyasetle uğraşacak herkes bilmeli ki bana da bundan sonra bir KARİNE verilecek diye ona göre davranır en azından bir sorumluk duygusu ve belgesi olur.