Ülkemizde gazetecilik mesleğinin, meslek grupları arasında en zor mesleklerden biri olduğunu söylemek, bu mesleği icra eden biri olarak hakkım olsa gerek.
Yerel gazetecilik ise her anlamda çok daha zor, zahmetli ve meşakkatli bir iştir.
Bunu ancak gazetecilik mesleğini gerçekten gazeteci gibi yapanlar bilir.
Gazeteci; haberleri dürüst, etik ve tarafsız bir şekilde araştırma, belgeleme, yazma ve sunma görevini üstlenen meslek profesyoneline verilen unvandır.
Ülkemizde sosyal medya ağlarının artmasıyla birlikte, bilgi kirliliğinin yoğunlaştığı günümüzde; gazetecilik ile sosyal medya paylaşımları sık sık birbirine karıştırılır oldu.
Sosyal medyada paylaşılan her bilgi sağlıklı değildir. Bu nedenle gazetecileri de aynı potaya koymak büyük bir haksızlıktır.
Sosyal medya kullanıcıları, kimi zaman kulaktan dolma, kimi zaman da doğruluğu tartışmalı bilgileri paylaşırlar. Yaptıkları bu paylaşımların “haber” olmadığını aslında kendileri de çok iyi bilir.
Bir olayın haber hâline gelinceye kadar geçtiği zorlu süreçleri, yaşanan koşuşturmayı ve emekleri bilmek gerekir.
Devlet tarafından verilen sarı basın kartını taşıyan her gazeteci; bilgiye, belgeye ve fotoğrafa ulaşmada ne kadar zorlandığını yine gazeteciler bilir.
Gazetecinin haber yapması engellenirse, okuyucunun anayasal hakkı olan haber alma hakkı da engellenmiş olur.
Maalesef, gazetecilerin haber yapma konusunda kurumlar tarafından kolaylaştırılmak yerine zorlaştırıldığı da bir gerçektir.
Biz gazetecilerin yaptığı iş; zamanla yarışmak, doğru bilgiye ulaşmak ve bunun için adeta iğne ile kuyu kazmakla eşdeğerdir.
Ülkemizde uzun yıllar yayın yapan gazetelerin birer birer kapandığı günümüzde, yazılı basının ne kadar zor koşullarda yaşam mücadelesi verdiğini yine en iyi gazeteciler bilir.
Yazılı basın, yani gazete; yayın yaptığı ilin, ilçenin ve kasabanın yaşayan canlı tarihi ve ARŞİVİDİR.
Sosyal medyada bir tuşa bastığınızda paylaştığınız bilgi bir anda ortadan kaybolabilir. Ama gazeteye yazılan yazı kalır. Bu nedenle yazılı basının yeri çok daha anlamlı ve farklıdır.
Vezirköprü’nün işiten kulağı, gören gözü ve konuşan dili olma yolculuğumuza 24 Ekim 1994’te başladık.
24 Ekim 2025 itibarıyla Vezirköprü Özlem Gazetesi, 32. yayın yılına girdi.
Özlem Gazetesi, ilk günkü heyecan ve şevkle; tarihi ve kültürel zenginliğiyle gözbebeğimiz olan, Samsun’un nüfus yoğunluğu bakımından üçüncü, yüzölçümü açısından ise beşte birini oluşturan çok sevdiğimiz ilçemiz Vezirköprü’ye hizmet etmeye devam edecektir.
Bölgemize ve ilçemize gazetecilik alanındaki yaptığımız hizmetlerde çeyrek asır geride bırakıp, emin adımlarla okurlarımızla birlikte yarım asra doğru yolculuğumuz kadirşinas Vezirköprülülerle birlikte sürecektir.

