TÜRKMEN HAFRİYAT-12.10.2024
Okurlardan Gelenler
Köşe Yazarı
Okurlardan Gelenler
 

HÜZÜNLÜ SABAH

Her sabah cıvıl cıvıl olan mahallemiz, o sabah çok sessizdi. Sabahları vıcır vıcır sesler çıkaran kuşlar bile susmuştu. İnilti ve derinden gelen ağlama sesleri, sanki büyük bir hüznün olduğunu anlatmaya çalışıyordu. Hava, sis ve yağmur, mahallede ise bu sessizlik beni ürkütüyordu. Anneme sordum. Bugün neden her gününün sabahında farklı, bir şeyler mi oldu acaba? Dedim.  Annem; bilmiyorum yavrum, komşumuza soralım. Dedi. Dışarı çıktım, komşumuz Ayşe teyze bahçeye çıkmıştı, Ayşe teyze; mahallede bir sessizlik var, ağlamalar duyuyorum. Bir şeyler mi oldu? Dedim. Ayşe teyze, mahallede şehit var yavrum, dedi. Eve koştum, anneme, mahallede şehit varmış, sabahın hüznü meğer ondanmış. Dedim. Annem, hele bir bakın bakalım, kimmiş, kimlerdenmiş. Dedi. Hemen arkadaşım Ahmet’e koştum, seslendim. az gelsene. Dedim. Arkadaşım, ayakkabılarını giydi, koşarak yanıma geldi, Ne oldu? ne oldu? Diye merakla bana sordu. Mahallemizde şehit varmış, bir dolaşalım kimlerdenmiş. Dedim. Arkadaşım ile birlikte derinden gelen ağlama seslerine doğru usulca yürümeye başladık. Ağlama sesleri iki sokak öteden geliyordu. Sokağa girdik, sesler daha da yükselmeye başladı. Biraz daha yaklaştık ki daha önce bir hastalıktan dolayı vefat etmiş Nihat amcamızın evi olduğunu fark ettik. Oğlu Teğmen Tunahan Dağlı abimizin şehit düştüğünü öğrendik. Oysa Teğmen Tunahan abimiz, daha geçen bayram bize bayram harçlığı vermiş, bizi sevindirmişti. Ahmet ile ikimizin de gözleri doldu, içimizi derin bir hüznün sardı, sanki dizlerimizin dermanının kesildiğini hissettik. Bir anda, onu bir daha görememek aklımıza geldi. O, şehit olmuştu. Bayramlarda mahallemize gelemeyecek, elini öpen çocukları sevindiremeyecekti. Acılı annesi, onca emekle büyütmüş, okulunu okutmuş, babasızlığını hissettirmemeye çalışmış, oğlu Tunahan’ı Teğmen olarak görmenin mutluluğunu doya doya yaşayamamıştı, sözleri boğazına düğümlenmiş, kısılmış sesiyle ağlaması yürekleri dağlıyordu. Kardeşleri, komşuları, sevenleri ise feryat figan, dayanılır gibi değildi. Ahmet arkadaşımla evimize doğru yavaş yavaş yürüdük. Bir duvarın dibine oturup, iç çekerek ağladık. Bir anda siren sesleri mahalleyi sardı, Polis, Jandarma, üst düzey yetkililerin içinde bulunduğu değişik araçların geldiğini gördük. Her birinden inen kişiler şehidimizin evine doğru gidiyor, her giden başsağlığı dileklerinde bulunuyordu, Mahallemiz, çok kalabalık olmuştu. Çok acı, çok büyük hüzün vardı mahallemizde. Sessizce ayrılıp üzüntü ve şaşkınlık içerisinde evlerimize gittik. Evimizin kapısından içeri girmiştim ki annemi gözyaşları içerisinde gördüm. Benimde gözlerim doluydu, birlikte ağladık. Annem beni teselli etti, dedi ki,  Şehitlik; en yüce mertebedir, onlar, sorgusuz, sualsiz Cennete giderler, Tunahan abin de, onunla birlikte ve onlar gibi şehit olanlar da hiç acı hissetmediler. Diye söyledi. Acı çekmediğini öğrenmek, cennete gideceğini duymak içimi ferahlatmıştı. Teğmen Tunahan abimizi bir daha göremeyecek olmayı düşünmek üzüntümüzü bir kat daha artırmıştı. Minarelerden hüzünle okunan salalar, Belediye hoparlöründen yapılan anonslar, yürekleri bir kez daha dağlıyor, duyan tanıyan ağlıyor, herkes Şerefli askerimiz Teğmen Tunahan abimiz için son vazifesini yerine getirmeye çabalıyordu. İkindi vakti, şehidimizin naaş’ı, mahşeri bir kalabalık nezaretinde toprağa verildi. Sessizliğe bürünmüş kış sabahının hüznü, mahallemizi, kasabamızı, şehirlerimizi sarmıştı. Millet olarak, yıllardır sevincimiz gibi acı ve hüznümüzü de paylaşmayı bildik, en canlı örneğini şehit Teğmenimiz Tunahan abimizin cenaze merasiminde yaşadık. Tüm şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum. Mekânları cennet olsun. Her biri kalbimizde yaşayacaktır. Böylesi sessiz ve hüzünlü sabahların olmaması için dualar etmek, çok çalışmak ve başarılara imza atmamız gerekiyor. Cıvıl cıvıl kuş seslerinin kulaklarımızı çınlattığı, içimizi sevinçle dolduran neşeli, mutlu, güzel günlerin sabahına uyanmak istiyorum. Muhammed Kayra Arslan Sınıfı :  5-E  No: 298                      
Ekleme Tarihi: 18 Aralık 2024 - Çarşamba
Okurlardan Gelenler

HÜZÜNLÜ SABAH

Her sabah cıvıl cıvıl olan mahallemiz, o sabah çok sessizdi. Sabahları vıcır vıcır sesler çıkaran kuşlar bile susmuştu. İnilti ve derinden gelen ağlama sesleri, sanki büyük bir hüznün olduğunu anlatmaya çalışıyordu.

Hava, sis ve yağmur, mahallede ise bu sessizlik beni ürkütüyordu. Anneme sordum. Bugün neden her gününün sabahında farklı, bir şeyler mi oldu acaba? Dedim.  Annem; bilmiyorum yavrum, komşumuza soralım. Dedi. Dışarı çıktım, komşumuz Ayşe teyze bahçeye çıkmıştı, Ayşe teyze; mahallede bir sessizlik var, ağlamalar duyuyorum. Bir şeyler mi oldu? Dedim. Ayşe teyze, mahallede şehit var yavrum, dedi. Eve koştum, anneme, mahallede şehit varmış, sabahın hüznü meğer ondanmış. Dedim. Annem, hele bir bakın bakalım, kimmiş, kimlerdenmiş. Dedi. Hemen arkadaşım Ahmet’e koştum, seslendim. az gelsene. Dedim. Arkadaşım, ayakkabılarını giydi, koşarak yanıma geldi, Ne oldu? ne oldu? Diye merakla bana sordu. Mahallemizde şehit varmış, bir dolaşalım kimlerdenmiş. Dedim. Arkadaşım ile birlikte derinden gelen ağlama seslerine doğru usulca yürümeye başladık. Ağlama sesleri iki sokak öteden geliyordu. Sokağa girdik, sesler daha da yükselmeye başladı. Biraz daha yaklaştık ki daha önce bir hastalıktan dolayı vefat etmiş Nihat amcamızın evi olduğunu fark ettik. Oğlu Teğmen Tunahan Dağlı abimizin şehit düştüğünü öğrendik. Oysa Teğmen Tunahan abimiz, daha geçen bayram bize bayram harçlığı vermiş, bizi sevindirmişti. Ahmet ile ikimizin de gözleri doldu, içimizi derin bir hüznün sardı, sanki dizlerimizin dermanının kesildiğini hissettik. Bir anda, onu bir daha görememek aklımıza geldi. O, şehit olmuştu. Bayramlarda mahallemize gelemeyecek, elini öpen çocukları sevindiremeyecekti. Acılı annesi, onca emekle büyütmüş, okulunu okutmuş, babasızlığını hissettirmemeye çalışmış, oğlu Tunahan’ı Teğmen olarak görmenin mutluluğunu doya doya yaşayamamıştı, sözleri boğazına düğümlenmiş, kısılmış sesiyle ağlaması yürekleri dağlıyordu. Kardeşleri, komşuları, sevenleri ise feryat figan, dayanılır gibi değildi.

Ahmet arkadaşımla evimize doğru yavaş yavaş yürüdük. Bir duvarın dibine oturup, iç çekerek ağladık. Bir anda siren sesleri mahalleyi sardı, Polis, Jandarma, üst düzey yetkililerin içinde bulunduğu değişik araçların geldiğini gördük. Her birinden inen kişiler şehidimizin evine doğru gidiyor, her giden başsağlığı dileklerinde bulunuyordu, Mahallemiz, çok kalabalık olmuştu. Çok acı, çok büyük hüzün vardı mahallemizde. Sessizce ayrılıp üzüntü ve şaşkınlık içerisinde evlerimize gittik.

Evimizin kapısından içeri girmiştim ki annemi gözyaşları içerisinde gördüm. Benimde gözlerim doluydu, birlikte ağladık. Annem beni teselli etti, dedi ki,  Şehitlik; en yüce mertebedir, onlar, sorgusuz, sualsiz Cennete giderler, Tunahan abin de, onunla birlikte ve onlar gibi şehit olanlar da hiç acı hissetmediler. Diye söyledi. Acı çekmediğini öğrenmek, cennete gideceğini duymak içimi ferahlatmıştı. Teğmen Tunahan abimizi bir daha göremeyecek olmayı düşünmek üzüntümüzü bir kat daha artırmıştı.

Minarelerden hüzünle okunan salalar, Belediye hoparlöründen yapılan anonslar, yürekleri bir kez daha dağlıyor, duyan tanıyan ağlıyor, herkes Şerefli askerimiz Teğmen Tunahan abimiz için son vazifesini yerine getirmeye çabalıyordu. İkindi vakti, şehidimizin naaş’ı, mahşeri bir kalabalık nezaretinde toprağa verildi.

Sessizliğe bürünmüş kış sabahının hüznü, mahallemizi, kasabamızı, şehirlerimizi sarmıştı. Millet olarak, yıllardır sevincimiz gibi acı ve hüznümüzü de paylaşmayı bildik, en canlı örneğini şehit Teğmenimiz Tunahan abimizin cenaze merasiminde yaşadık. Tüm şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum. Mekânları cennet olsun. Her biri kalbimizde yaşayacaktır.

Böylesi sessiz ve hüzünlü sabahların olmaması için dualar etmek, çok çalışmak ve başarılara imza atmamız gerekiyor. Cıvıl cıvıl kuş seslerinin kulaklarımızı çınlattığı, içimizi sevinçle dolduran neşeli, mutlu, güzel günlerin sabahına uyanmak istiyorum.

Muhammed Kayra Arslan

Sınıfı :  5-E  No: 298

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve vezirkopruozlem.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
İbrahim Gökçe
(18.12.2024 22:00 - #2669)
Çok güzel olmuş işte bugazetecilik mekanı cennet olsun şehidimize nur içinde yatsın.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve vezirkopruozlem.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)

Diğer Yazıları

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.