|
|||
![]() |
İNKARCILARIN AHİRETTEKİ PERİŞANLIĞI - Hüseyin ŞENGÜN | ||
Hüseyin ŞENGÜN - UYARICI SOHBETLER | |||
chozay@gmail.com | |||
Allah (cc) buyuruyor ki: “İnkar edenler grup grup cehenneme sevk edilirler. Cehenneme vardıklarında oranın kapıları açılır ve cehennem bekçileri onlara şöyle derler: “Size içinizden, Rabbinizin ayetlerini size okuyan ve bu gününüze kavuşacağınıza dair sizi uyaran Peygamberler gelmedi mi? Onlar da ‘evet geldi’ derler. Fakat inkarcılar hakkında azap sözü gerçekleşmiştir. Onlara şöyle denir: “İçinde ebedi kalmak üzere cehennemin kapılarından girin. Büyüklük taslayanların kalacağı yer ne kötüdür!” (Zümer,39/71-72).
İnsanoğlunun “İman” ile “Küfür” arasındaki tercihi, ahiretteki durumu açısından kendini iki farklı sonuca götürmektedir. Cenab-ı Allah dünya hayatında her şeyi çift yarattığı gibi ahirette de Cennet - Cehennem, ceza ve mükafat gibi çift unsurlar yaratmıştır. Dünyada fıtratı üzere hareket ederek, yaratanı ve rızık vereni tanıyan ve itaat edenle; küfrü, isyanı ve her türlü kötülüğü hüner sayan, nefsini putlaştıran, kibirlenip Hakk’ı terk eden ve Allah’ın gönderdiği emir ve yasaklara uymayanı, elbette ki yüce Allah eşit görmeyecektir. Bilenle bilmeyen, çalışanla çalışmayan, iyilikle kötülük, doğru ile yalan, adeletle zulüm, açlıkla tokluk, aydınlıkla karanlık, savaşla barış nasıl farklıysa imanla küfür de öyle farklıdır. Sonucu da farklı olacaktır. İnananlar ve inkar edenler fiillerinin karşılığını görmeseydi, imtihanın anlamı kalır mıydı?
Çevremizdeki her varlık ve her olay, bize ilahi güç ve kuvveti, ilim, irade ve kudreti kısacası bir yaratıcının varlığını haykırırken; sırf inat ve kibri yüzünden inkarı tercih ederek nankörlük yapan bir kimse için cehennem; iman edip teslim olan, nefsini ve şeytanı yenmeyi başaran, iyilikler yapan, kötülüklerden kaçınan, haddini bilen bir kul içinde cennetin verilmesinden daha güzel ve daha tabii ne olabilir? Din gününün sahibi Allah Teala insanlık boyunca Peygamberler göndererek kullarını uyarmış ve aydınlatmıştır. Bütün bu uyarılara rağmen küfürde ısrar edenlere de cehennemin hazırlandığı, adeta cehennemin onları tanıyıp karşılarcasına kapılarının açıldığı ve cehennem bekçilerinin bu kimselere, hangi nedenle bu duruma geldiklerini bildirdiği zikrettiğimiz ayetlerinde anlatılmaktadır. O gün artık ehli küfrün tutacak dalı kalmamıştır. Vardıkları yerin geri dönüşü de yoktur. Rablerine yakaracak yüzleri de kalamamıştır. Gerçeği anlamışlardır. İş işten geçmiştir. Muhatapları cehennem bekçilerinden ibadettir. Yüce kitabımız bu konuda bazı kişileri örnek vermiştir. Mesela Karun bunlardan biridir. Karun’a hazineler verilmiş o bunları hayır yolda kullanmadığı gibi, böbürlenmiş, nasihat dinlenmemiş ve sahip olduğu malın gerçek sahibinin kendisi olduğunu zannetmiş ve “Bunlar bana bendeki bilgi ve beceriden dolayı verilmiştir.” (Kasas,28/78) demiş, bu anlayış ve davranışları sebebiyle helak olmuştur.
Firavun ise sıhhat ve saltanatına aldanmış ve helakine sebep olan şu sözleri söylemiştir: ”Ey kavmim! Mısır hükümdarlığı benim değil mi? Şu nehirler de benim altımdan akıyor (değil mi?) Hala görmüyor musunuz? (Zuhruf, 43/51) Kur’an-ı Kerim’de ders almamız için hayatları anlatılan bu insanlar sahip oldukları mal ve makamların devamlı olacağını ve bunların kendilerini kurtaracağını zannetmişlerdir. Fakat durum hiç de böyle olmamıştır. Kendileri ölüp gitmiş, sahip oldukları herşey geride kalmıştır. Üstelik mal ve makamın vebalini de sırtlarında götürmüşlerdir. Yüce kitabımızda, kişinin kendisine en yakın ve en yararlı olan kimseler olan kardeşinden, anasından, babasından, eşinden bile kaçacağı belirtilmiştir.
Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır. (Abese 80/73-37)
Cenab-ı Hakk ahirete ve Peygamberimize inanan ve yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’e iman edenlerden eylesin. |
|||
Etiketler: İNKARCILARIN, AHİRETTEKİ, PERİŞANLIĞI, -, Hüseyin, ŞENGÜN, |
|