2018 yılının 18 Eylül’ünde basınımıza böyle bir başlık ile açıklama yapmıştık. 2018 yılına göre göreve gelen 7 Milli Eğitim Bakanı sürekli olarak “Sistem değişmelidir.” açıklaması ile işe koyuldular. Fakat değişen ve gelişen bir şey olmadığı gibi sistem içinden çıkılamaz bir hâle geldi. Yaşadığımız zorlukları şöyle bir gözden geçirelim:

• Bir yönetmelik değişikliği ile on binlerce idareci değişimi ve mahkeme kararlarının uygulanmaması

• Alo 147,

• Bir gecede TEOG’un kaldırılması ile binlerce öğrencinin liselere yerleşememesi,

• Norm güncellemelerinde zamanlama ve ihtiyaç belirleme hataları,

• Yer değiştirme uygulama takvimindeki hatalar, aile birleşiminin sağlanamaması,

• Sıra tayinlerinin uygulanmaması ile yer değişikliğinde adaletsizliklerin artması,

• 12 ilimizde Performans uygulama denemesi,

• Eğitimi sadece öğretmen olarak gören; ilçe ve şube müdürünü, yardımcı hizmetler sınıfını,memurunu, teknisyenini unutan bir anlayış,

• Modern kölelik olan SÖZLEŞMELİLİK,

• Kul hakkı MÜLAKAT sistemi, ( iki yıldır bir yumuşama mevcut)

• Öğrenciye değil kısa bir süre sonra değişecek ve gelişecek olan teknolojiye yapılan yatırımlar,

• Görev esasına dayalı olmayan atamalar,

• Ücretli öğretmenlik sistemi,

• Eksik teslim alınan okullar ve yanlış okul projeleri,

• Aday öğretmenler üzerinde baskı unsuru olarak kullanılan AKS, (son dönemde kaldırıldı)

• Öğretmenin en düşük maaşı alan konumda kalması,

• Mevzuatlardaki uyumsuzluklar.

Son olarak 8. bakanımızın uyguladığı “uzman” ve “başöğretmenlik” sistemi uygulamasını da eklediğimizde problemler katlayarak çoğaldı. Öğretmenler odasında sadece “ÖĞRETMEN” varken son yıllarda sözleşmeli ve ücretli öğretmenin yanına uzman ve başöğretmen sıfatlarını da ekleyerek ayrışmayı körükledik. Ve hepsinin de aldığı maaş ve ücretler maalesef farklı bir hâle geldi, aradaki fark da çok arttı. Hele yeni göreve başlayan öğretmenin aldığı maaş komik bir hâle geldi.

Yeni hükümet kabinesinde bakanımız değişir mi şu an bilemeyiz ama değişmeli. Hem bakan hem de gören birisi olmalı. Yukarıda saydığımız bazı olumsuzlukları etüt ederek işe başlamalı. Adalet ile hükmedecek, eğitim çalışanının emeğinin karşılığını görecek bir bakan arzumuzdur. Hak edenin hak ettiğini alacağı bir anlayış ile gelmelidir.

“Sistem değişmeli” cümlelerinden artık eğitim çalışanları olarak çok sıkıldık. Değişecek olan sistem gelecek olan bakanın kendini ispat iradesine göre değil ülkenin geleceğine göre değişmeli ve gelişmelidir.

Aksi takdirde yine boşa kürek çekeriz, ülkemize ve çocuklarımıza yazık olur.